CHP'li belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ile Tunç Soyer'in faytonların kaldırılmasına yönelik kararına tepki gösteren Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç, "Eğer Soyer ve İmamoğlu halkçı ise ben neciyim acaba diye düşünüyorum. İstanbul ve İzmir insanına, kime oy verdiklerini göstermek, kanıtlamak için daha iyisini yapamazdınız" dedi.
New York'taki faytonların yaz-kış, gece-gündüz çalıştığını söyleyen Uluç, 'Kalıplarının adamı olamayanlar' başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
İkonik 'Tek kelime ile bir bütünü anlatan simge' demektir. Yani New York Belediyesi fayton için 'Manhattan'ın tarihsel simgesi' diyor.
Peki, fayton İstanbul'un, İzmir'in ikonik tarihi değil mi? Padişahlar, Cuma Selamlığı'na faytonla gitmezler miydi, Topkapı Sarayı'ndan Sultanahmet'e.. Yol boyu binlerce insan toplanmaz mıydı? Sade Padişah mı? Ya insanlar? Bağdat Caddesi'nde simgeydi faytonlar.
Ben yetiştim.. Caddebostan Plajı'ndan çıktıktan sonra, Paşa Dayımın, Ethem Efendi Sokağı'nın en sonunda, hemen istasyonun ordaki evine faytonla gitmek, plajın kendisinden büyük zevkti.
Artan nüfus ve yoğunlaşan trafik faytonların kentten çekilmesine sebep oldu. Atlar ve arabaları, bir tek araç girmesinin yasak olduğu Adalar'da kaldılar. İstanbul'un tarihsel ikonunu yaşatma ve insanlara faytona binme zevkini ve keyfini tattırma işi Adalar'a düştü..
'Soyer ve İmamoğlu halkçı ise ben neciyim acaba'
Manhattan'ın ortasında bir ada gibi duran Central Park'a düştüğü gibi. İzmir efsanesi faytonlar da, gene araba geçişlerinin sınırlandığı, yer yer yasaklandığı Kordon'da kaldılar bir..
..ve.. ..ve ne acıdır ki, kalıplarının adamı olmadıklarını gösteren iki Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Ekrem İmamoğlu, güya hayvansever bir kaç kişinin kopardığı kıyamet ve peşlerine takılan sosyal medya trollerine boyun eğdiler ve arka arkaya faytonları yasakladılar. Pat diye yasakladılar, Ada'da ve Kordon'da..
Hele siyasi iseniz, hele ucunda oy bekliyorsanız, anında bu kararı alırsınız.. Hiç düşünmeden.. Neleri düşünmeden? Faytonların nasıl bir simge, sembol, ikon olduğunu düşünmeden..
Turistik ve tarihsel değerlerine zerre aldırmadan.. O faytonlarla aile geçindiren yüzlerce babayı, o faytonlar sayesinde karınları doyan binlerce kadın, çoluk, çocuk, yaşlı genci düşünmeden..
Güya 'Eziyet ediyorsunuz' dedikleri hayvanlara ne olacağını hele hiç düşünmeden.. İstanbul Konya Ovası mı, hayvanları yılkı atı gibi ovaya salasın..
Para kazanmayan sahibi bu hayvanlara nerde, nasıl ve niçin bakacak, ailesine bakamazken? Aç kalırsa, surlara götürüp keser ve soframıza koyarsa şaşar mısınız?
'İstanbul ve İzmir insanına, kime oy verdiklerini kanıtlamak için daha iyisini yapamazdınız'
Para veremediği için binlerce işçi çıkaran İmamoğlu, emekli fayton atları için ahırlar, haralar kurup milletin vergisiyle at mı bakacak? Bu soruların hiçbirinin cevabı yok ortada..
Kaldıkları yerler temiz mi, bakımlı mı? Yemleri iyi mi, yeterli mi? Sağlıkları düzenli kontrol ediliyor mu? Ada'da atlardan sorumlu veteriner kliniği var mı?
Bunlara el koysan.. Her şey pırıl pırıl, her şey tertemiz, Ada, Central Park olsa olmaz mı? Olur da kim uğraşacak bunca işle..
Hele de o yaygaracı güya hayvansever ama insan nefret edenleriyle kim uğraşacak?.. Değer mi, o hayvanlar ve o sahipleri ve de İstanbul tarihinin simgesi, bunca sosyal medya linççisinin kucağına düşmeye değer mi, ha?..
Yaşa İmamoğlu! Yaşa Tunç Soyer! İstanbul ve İzmir insanına, kime oy verdiklerini göstermek, kanıtlamak için daha iyisini yapamazdınız! Hadi oyunuz bol olsun!"