SANA'nın yayımladığı Rai News 24 röportajı, Batı medyasında da geniş yankı buldu.
President #Assad #interview with #RaiNews24 will be broadcasted in full, on all our Social Media accounts, tomorrow at 9pm Damascus time. pic.twitter.com/u9kUhrOCKL
— Syrian Presidency (@Presidency_Sy) December 8, 2019
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW/KSYÖ), 2018'de Suriye'nin Doğu Guta bölgesindeki Duma'da düzenlendiği iddia edilen kimyasal saldırıyla ilgili raporunu Suriye hükümetini suçlamak kastiyle çarpıttığına dair Batı'da raporlar ve haberler patlak verirken, ABD'li haber ajansı AP, Esad'ın röportajını, 'KSYÖ'nün raporunun sahte olduğuna' dair sözlerinden dünyaya duyurdu. ABD basını, röportajı AP'nin bu yöndeki haberinden gördü.
SANA ise Esad'ın Suriye'de kaos çıkarılmasında başrolü Avrupa'nın oynadığı, dolayısıyla yaşlı kıtayı vuran sığınmacı krizinden Avrupa hükümetlerinin sorumlu olduğuna dair görüşlerini öne çıkardı.
KSYÖ/OPCW raporunun 'düzmece' olduğuna dair soruşturmaya katılan iki bilim insanının kazan kaldırmasının ardından, Cesaret Vakfı süreçle ilgili inceleme yürütmüş ve KSYÖ'nün kritik kanıtları örtbas ettiğine dair bulgular açıklamıştı.
Ancak 23 Ekim tarihli bu açıklamaya ana akım medya yer vermezken, 5 gün sonra ünlü gazeteci Jonathan Steele, BBC'de katıldığı bir programda, Cesaret Vakfı'nın elindeki bulgulara göre Suriye hükümetinin kimyasal saldırı düzenlemiş olamayacağını, iddianın savaş propagandasından ibaret olduğunu söyledi.
Rai de Suriye Devlet Başkanı'na KSYÖ soruşturma ekibinden bir bilim insanının raporun kasten çarpıtıldığı ve taraflı olduğuna dair mektubunun sızdırılıp WikiLeaks'te yayımlanmasına dair soru yöneltti.
İngilizce konuşan Esad, şu yanıtı verdi:
"KSYÖ tam da bunu yaptı, raporda sahtekarlık ve tahrifat yaptılar, sırf Amerikalılar böyle yapmalarını istedi diye."
"Kimyasal silahlı saldırılarla ilgili anlatı baş gösterdiğinden beri bunları kullanmadığımız beyan ettik."
"Bu da neyse ki, son yıllarda söylediğimiz her şeyin, 2013'ten beri söylediğimiz her şeyin doğru olduğunu kanıtlıyor."
"Biz haklıydık, onlar yanlıştı. Bu, o meseleyle ilgili kanıttır, somut kanıttır."
"KSYÖ taraflıdır, siyasallaşmıştır ve ahlaksızlık yapmaktadır."
#Syria's #Assad: @OPCW faked a report on attack near Damascus
— Ian Wilkie (@Wilkmaster) December 10, 2019
Syrian President Bashar Assad is accusing the global chemical weapons watchdog of faking and falsifying a report over an attack near the capital of Damascus last yearhttps://t.co/wPA47tZOiw
Rai'nin "Şu sıra Avrupa Suriye'ye baktığında, ülkeyle ilgili değerlendirmelerden ayrı olarak, iki büyük mesele var: Biri sığınmacılar, diğeri Avrupa'ya geri dönen cihatçılar ya da yabancı savaşçılar. Avrupalıların bu endişelerini siz nasıl görüyorsunuz" sorusu üzerine Esad şunları söyledi:
"Basit bir soruyla başlamak zorundayız: Bu sorunu kim yarattı? Avrupa'da niye sığınmacılar var? Çok basit: Çünkü Avrupa'nın - ve elbette ABD, Türkiye ile diğerlerinin- desteklediği terörizm yüzünden, ama Suriye'de kaos yaratılmasının başrol oyuncusu Avrupa'ydı. Yani ne ekersen onu biçersin."
'Açıkça desteklediler, özellikle Fransa'
Esad, "Niye başrol oyuncusuydu diyorsunuz" sorusu üzerine şöyle devam etti:
"Çünkü kamuoyu önünde desteklediler, AB Suriye'de teröristleri en baştan, ilk günden destekledi. Suriye hükümetini suçladılar ve Fransız rejimi gibi bazı rejimler silah gönderdi, bir yetkilileri, galiba Dışişleri Bakanı Fabius "Biz gönderdik" dedi. Silah gönderdiler, bu kaosu yarattılar. O yüzden çok sayıda kişi Suriye'de kalmakta zorlandı, milyonlarca insan artık burada yaşayamaz hale geldi, dolayısıyla Suriye'yi terk etmek zorunda kaldı."
'İçsavaş değil, dışardan destekli teröristler'
"Batı anlatısının iddia ettiği gibi Suriyeliler birbirleriyle savaşıyor veya içsavaş yaşanıyor değildi; bu, tahriftir. Gerçekte o bölgeler teröristlerin kontrolü altındaydı ve teröristler kendi kurallarını dayatıyordu... Mezhep, siyasi veya etnik savaş yoktu, fakat dış güçlerden destek, silah ve finansman alan teröristler vardı ve o bölgeleri işgal ediyordu" düzeltmesini de yapan Esad, halihazırda Suriye ile ilgili şu tabloyu çizdi:
'Türkiye destekli Nusra ve Türkiye'nin kuzeyi işgali'
"İdlib'de Türklerin desteklediği Nusra Cephesi bulunuyor. Öte yandan geçen ay Türklerin işgal ettiği Suriye’nin kuzey kısmı var. Siyasi açıdan ise, Suriye’deki durumun daha karmaşık bir hale geldiğini söyleyebiliriz, çünkü Suriye krizine müdahale eden oyuncuların sayısı, krizi uzatmak ve yıpratma savaşına çevirmek için artmış durumda."
'Rusya, işgali desteklemiyor, çıkmaya ikna etmeye çalışıyor'
Rai'nin "Türkiye’den bahsettiniz, doğru mu? Rusya yıllardır sizin için en büyük müttefik oldu, bu bir sır değil, fakat Rusya, Türkiye ile Suriye toprakları sayılan bazı bölgeler hakkında pazarlık yapıyor. Bunu nasıl değerlendirmektesiniz" sorusunu, Esad şöyle yanıtladı:
'Suriye’yi desteklemek, uluslararası hukuku desteklemek demek'
"Rusya’nın rolünü anlamak için Rus ilkelerini anlamak lazım. Ruslar, uluslararası hukuk ve ona dayalı uluslararası sistemin, Rusya’nın ve tüm dünyanın çıkarlarına uygun olduğunu kabul etmektedir. Böylece, onlar için Suriye’yi desteklemek, uluslararası hukuku desteklemek demektir. Bu bir nokta. İkinci nokta ise teröre karşı mücadele, Rusya halkının ve tüm dünyanın da çıkarıdır.
'Suriye'nin bütünlüğü ve egemenliği ile Türkiye'nin işgali birbiriyle çelişmektedir'
Dolayısıyla Türkiye ile birlikte olmaları ve bu ödünü vermeleri, Türk işgalini desteklemeleri demek değil, daha ziyade Türkleri Suriye'yi terk etmek zorunda olduklarına ikna etmek için bir rol oynamak istediler. Türkleri desteklemiyorlar, 'bu iyi bir gerçeklik, kabul ediyoruz ve Suriye de kabul etmek zorunda' demiyorlar. Ama Türkiye ve Kürtlerle ilgili Amerika'nın olumsuz rolü ve Batı'nın olumsuz rolü yüzünden Ruslar dengeyi sağlamak için devreye girdi, durumu daha iyi hale getirmek için demeyeyim, ama daha doğru ifadeyle durumu daha az kötü hale getirmek için... Dolayısıyla onların rolü budur. Gelecekte pozisyonları çok nettir: Suriye'nin bütünlüğü ve egemenliği. Suriye'nin bütünlüğü ve egemenliği ile Türkiye'nin işgali birbiriyle çelişmektedir, bu çok açık ve nettir."
'Türkiye, Suriye'yi terk etmek zorunda'
Rai'nin "Yani bana diyorsunuz ki, Ruslar ödün verebilir, ama Suriye Türkiye'ye ödün vermeyecektir. Yani ilişki hala oldukça gergin" sorusuna Esad'dan şu karşılık geldi:
"Hayır, Ruslar da egemenlikle ilgili ödün vermedi. Hayır onlar gerçeklikle meşgul oluyorlar. Şimdi elinizde kötü bir gerçeklik var, bazı şeyler için müdahil olmanız lazım, ben buna ödün demem, çünkü nihai çözüm değil, kısa vadeli durumla ilgili ödün olabilir, ama uzun ya da orta vadede Türkiye (Suriye'yi) terk etmek zorunda. Bu konuda bir soru işareti yok."
'Erdoğan gibi fırsatçı İslamcılarla muhatap olmaktan tiksiniyorum'
Rai'nin "Uzun vadede sizinle Erdoğan arasında görüşme planı var mı" sorusuna da Suriye lideri şu açıklamayı getirdi:
"Bir gün görüşmek zorunda kalırsam, bundan gurur duymam. Bu türden fırsatçı İslamcılarla - Müslüman değil, İslamcı, bu siyasi bir terimdir- muhatap olmaktan tiksiniyorum. Ama tekrar her zaman söylediğim gibi: Benim işim yaptığımla mutlu olmak, mutsuz olmak, şu ya da bu değil. Bu benim hislerimle değil, Suriye'nin çıkarlarıyla ilgili bir mesele, dolayısıyla çıkarlarımız nereye götürüyorsa, oraya giderim."