İngiltere'nin başkenti Londra'da fikir ayrılıklarının gölgesinde gerçekleştirilen NATO Zirvesi'nin sonuç bildirgesi yayımlandı. Dayanışma ve birlik vurgusu yapılan Londra Deklarasyonu'nda NATO'nun 1 milyar kişi ve topraklarının güvenliğini sağlamaya devam ettiği belirtildi.
Deklarasyonda, 'bir müttefike yöneltilecek saldırı hepimize yönelmiş bir saldırıdır' taahhüdünde bulunulan 5'inci maddeye olan bağlılık yinelendi.
'Savunma harcamaları artıyor'
Deklarasyonda, tüm müttefiklerin savunma taahhütleri uyarınca yatırım yaptığı, misyon ve operasyonlara katkı sağladığı vurgulandı; "ABD dışındaki müttefiklerin savunma harcamaları beş yıldır artıyor. Savunmaya 130 milyar dolardan fazla yatırım yapıldı" denildi.
Deklarasyonda, "Terörizm bütün türleri ve tezahürleriyle hepimiz için tehdit olmaya devam ediyor" vurgusu yapılırken, müttefiklerin terörle mücadele konusunda kararlı olduğu ve bu çerçevede birlikte daha güçlü adımlar attığı kaydedildi.
Rusya'ya 'nükleer' mesajı
Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması'nın (INF) sonlandırılmasının ardından 'orantılı ve ölçülü' tedbirlerin hazırlandığı açıklanan deklarasyonda, "Rusya'nın davranışları müsaade ettiği müddetçe diyalog ve yapıcı bir ilişkiye hazırız" değerlendirmesi yapıldı.
İttifakın aynı zamanda havada ve denizde bağımsızlığını korumak için girişimlerini artırdığı kaydedilen deklarasyonda, NATO'nun savunma ve caydırıcılık gücünü nükleer, konvansiyonel ve füze savunma kabiliyetleriyle güçlendirmeye devam ettiğinin altı çizildi ve "Nükleer silahlar var olmaya devam ettiği müddetçe, NATO da nükleer ittifak olmayı sürdürecek" vurgusu yapıldı.
İlk kez Çin'e dikkat çekildi
Londra Deklarasyonu'nda, ilk defa Çin'in yükselen gücüne değinilerek "Çin'in artan nüfuzu ve uluslararası politikalarının ortaya çıkardığı fırsat ve sınamaları ittifak olarak birlikte ele almalıyız" vurgusuna yer verildi.
'Geleceğe odaklanmalıyız'
Deklarasyonda, güvenliğin sağlanması için geleceğe odaklanılması ve bu çerçevede teknolojik üstünlüğün korunması gerektiğine işaret edildi. Müttefiklerin 5G iletişim teknolojilerine ilişkin güvenliğe önem verdiğinin altı çizilen deklarasyonda, siber ve hibrit tehditlere cevap verme yeteneklerinin geliştirildiği duyuruldu.
Deklarasyonda, uyarlanma süreci kapsamında NATO'nun uzayı yeni harekat alanı ilan ettiği, bu çerçevede uluslararası hukuka saygı duyulacağı ifade edildi.
'Değişen dünyayla birlikte değişmeye devam ediyoruz'
Londra Deklarasyonu'nun açıklanmasının ardından basının karşısına geçen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, "NATO değişen dünyayla birlikte değişmeye devam ediyor. Bu anlamda yeni bir süreç başlatarak NATO'nun siyasi boyutunu güçlendirmek için adımlar atmaya karar verdik" dedi.
Stoltenberg, "Üyelerimiz iletişim alt yapısının güvenliği konusunda mutabık kaldılar. Müttefiklerimiz aynı zamanda ortak yük paylaşımı konusunda görülmemiş işbirliği yaptı. Avrupa ve Kanada 130 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bu tarihte görülmemiş bir rakamdır. NATO'yu güçlendirecektir. Enerji altyapımızın korunması ve teknolojik üstünlüğümüzü korumak için önemli kararlar alındı" ifadelerini kullandı.
'Çin önemli anlaşmaların parçası'
NATO'nun 'geleneksel odağı' olan Sovyetler Birliği dışında Çin'in de görüşüldüğünü aktaran Stoltenberg, şöyle devam etti, "NATO geleneksel olarak önce Sovyetler sonra Rusya'ya odaklanmıştır. İlk kez Çin konusunda analizler yapıldı. Çin'den kaynaklanan sorunları değerlendirdik. Hepimiz şunu kabul edebiliriz. Çin'in ekonomik yükselişi ekonomik fırsatlar da sunuyor. Ama Çin'in yeni ve teknolojik silahlara büyük yatırımlar yaptığını da biliyoruz. Bizim konuşmamız gereken silahsızlanma anlaşmalarına Çin'in nasıl entegre edileceği konusu önemli. Çin önemli anlaşmaların parçası. Yapmamız gerekenlerden biri silahsızlanma anlaşmasının gözden geçirilmesi."
S-400 açıklaması
"NATO'nun YPG'yi nasıl tanımlayacağı ele alınmadı" diyen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, "S-400'ler NATO sistemine hiçbir zaman entegre olamaz" diye konuştu.