Araştırmacılar, bu ürünün güneş enerjisi ve optik bilgi işleme açısından çok önemli olduğuna dikkat çekti. Araştırmanın sonuçları, Biosensors and Bioelectronics dergisinde yayınlandı.
'Proton pompası'
Bakteriyorodopsinin oksijensiz ortamda da etkileşim içinde bulunabilmesi, onu klorofilden farklı kılan önemli bir özelliktir. Bunun sayesinde arkelerin Ölü Deniz’in derinlikleri gibi çok agresif ortamlarda yaşayabilmesi onların evrim sürecinde yüksek kimyasal, termik ve optik dayanıklılık kazanmasını sağladı.
'Son derece etkili hücreyi yarattık'
MEPhI bilim insanları, bakteriyorodopsini kuantum noktalar isimli optik ve elektronik özellikleri ile iyi bir yarı iletken olan nano kristal yapılarla birleştirerek proteinin bu özelliklerini önemli ölçüde geliştirmeyi başardılar.
Öte yandan MEPhI Nano ve Biyo-mühendislik Laboratuvarı Başkanı İgor Nabiyev, araştırma sonucu morötesinden kızılötesine kadar farklı dalgaboyunda ışığı algılayan hücrenin elde edildiğine dikkat çekerek şunu söyledi: ''Yaptığımz çalışmalarda kimya, biyoloji, nanoparçacıkları inceleyen fizik dalı ve fotonik biliminde uygulanan yöntemleri kullanıyoruz. Önce kimyasal analiz yöntemleriyle elde edilen kuantum noktaların bakteriyorodopsinlerle birleştirilmesi sonucu (yüzde 80 oranında) hibrid kompleksler ortaya çıkıyor''.
Bilim insanlarına göre, elde edilen sonuçlar sadece güneş enerjisinde değil, optik bilgi işlem alanında da uygulanabilir. Araştırmacıların sonraki hedefi, ışığa duyarlı hücrenin yapısını iyileştirmektir.