Bildiride, ''milli birlik ve beraberlik ile Türkiye'nin bekasını tehdit eden PKK/PYD-YPG, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere, tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele hakkında kurula bilgi sunulduğu ve başarıyla icra edilen harekat ve operasyonların detaylı şekilde görüşüldüğüne'' vurgu yapıldı.
Bildiride, ''Türkiye'nin Güney sınırları boyunca ortaya çıkan ve milli güvenliğini doğrudan tehdit eden terörü kaynağında yok etmek ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin evlerine ve topraklarına dönüşleri için uygun şartları sağlamak maksadıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlar ile Adana Mutabakatı ve meşru müdafaa hakkı çerçevesinde icra edilen Barış Pınarı Harekatı'nın her yönüyle değerlendirildiği'' ifade edildi.
"Bölgede barış ve istikrar ortamının tesis edilmesi sürecine katkıda bulunan harekatın, amacına ulaşana kadar sürdürüleceği ve sivillerin zarar görmemesi için her turlu tedbirin alınmakta olduğu vurgulanmıştır" ifadelerine yer verilen bildiride, şunlar kaydedildi:
"Suriye'de güvenli bölgenin tesisi amacıyla imzalanan mutabakatların tarafı ülkelerden, Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleri dahil başlattıkları teröristten arındırma çalışmalarının bir an önce tamamlamasının beklendiği ifade edilmiştir.
Uluslararası toplum, Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve güvenli bir şekilde dini ve etnik hiçbir ayırıma uğramaksızın evlerine ve topraklarına dönerek en kısa sürede huzur ve refaha kavuşmalarını amaçlayan Türkiye'yi desteklemeye davet edilmiştir".
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz
'Terörle mücadelede hiçbir yük ve sorumluluktan kaçmayan Türkiye'nin, DEAŞ terör örgütü ile mücadeleyi ilkeli ve kararlı şekilde yürüttüğü vurgulanan' bildiride, her türlü işbirliğine hazır olunduğunun altı çizildi.
Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konularına da yer verilen bildiride, "Kıbrıs ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere dönem içinde ortaya çıkan bölgesel ve küresel meseleler ele alınmış; gerçekleştirilen dış temaslar hakkında kurula bilgi sunulmuştur" değerlendirmesi yapıldı.
Ayrıca 1915 olaylarının yer aldığı bildiride, "1915 olayları hakkında tarihi ve hukuki dayanaktan mahrum ve asılsız iddiaları esas alan kararlar şiddetle kınanmış, hakikatleri gün yüzüne çıkarmanın vaktinin geldiği uluslararası toplumun dikkatine getirilmiştir" ifadesi kullanıldı.