Lam, üniversitedeki durumla başa çıkmak için okul yöneticileri, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, sağlık görevlileri ve eğitimli ara buluculardan oluşan güvenlik ekibi kurulduğu bilgisini paylaştı.
Söz konusu ekibin, protestocuları kampüs yerleşkesinden güvenli şekilde ayrılmaları için ikna çalışmaları yürüteceğini aktaran Carrie Lam, "Polis içerideki insanları tahrik etmeden, sadece uygun zaman geldiğinde içeri girmek için bekleyecek." ifadesini kullandı.
Otonom bölgede pazar günü yapılan yerel seçimden galip çıkan Çin karşıtı belediye meclisi üyeleri, üniversite yerleşkesinde polis kuşatması altındaki protestocu öğrencilere destek için dün oturma eylemi düzenlemişti.
Polis, bazı meclis üyelerinin protestocuları teslim olmaya ikna etmek amacıyla kampüse girişine izin vermişti.
Protestocular polis kuşatmasında 10. güne girdi
Halen üniversite kampüsü içindeki yaklaşık 100 protestocu, 10 gündür polis kuşatması altında bulunuyor.
Hong Kong'da yaz başından bu yana devam eden hükümet ve Çin karşıtı protestolarda, son haftalarda protestocular ile polis arasındaki çatışma ve şiddet olayları artmıştı.
Göstericiler, 12 Kasım'da üniversite kent merkezinde yolları kapatmaya ve üniversite kampüslerini işgal etmeye başlamıştı.
Güvenlik güçleri, öğrenci ve protestocuların işgal ettiği 10'dan fazla üniversite kampüsünün çoğunda kontrolü ele almış, işgal sadece Polytechnic Üniversitesinde devam etmişti.
Üniversite işgalleri nedeniyle birçok üniversite, 2019'un son iki ayında ders yapılmayacağını duyurmuş, yüzlerce yabancı öğrenci Hong Kong'dan ayrılmıştı.
Kentte hazirandan bu yana aralıklarla süren protestolarda yaklaşık 5 bin protestocu gözaltına alındı.
Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Çin karşıtları, başta Hong Kong'da adayların Pekin yönetimince belirlendiği seçim modeli olmak üzere, bölgedeki mevcut Çin kaynaklı pratiklerin söz konusu "bir ülke, iki sistem" ilkesine aykırı olduğu görüşünü savunuyor.