Ali Babacan, Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu Teke Tek programında soruları yanıtladı.
AK Parti’nin kuruluşuyla ilgili açıklamalarda bulunan Babacan, partisinden istifa etmesi konusunda 2011 yılından itibaren yaşanan olumsuzlukları işaret etti. Babacan, olumsuzlukların giderilmesi için 2013 yılından 2019’a kadar uğraştıklarını ancak başarılı olamayınca istifa ettiğini belirtti.
'Ülke karanlık bir tünele girdi'
Ülkenin karanlık bir tünele girdiğini belirten Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisinin partiden ayrılmasını istemediğini de açıkladı. Babacan daha önce atacakları bir ayrılık adımının mevcut düzeni olumsuz etkileyeceği korkusuyla bundan kaçındıklarını ifade etti.
Ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili kendini büyük bir vebal altında hissettiğini söyleyen Babacan, gelinen noktada partiden ayrılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Başkanlık sistemi konusunda kendisini geri çektiği ve yeni sisteme inanmadığı şeklindeki eleştirilere Babacan, başlangıçta başkanlık sistemiyle ilgili kısa bir test süreci olduğu ve yeni sisteme geçtikten iki ay sonra Türkiye’de büyük bir ekonomik krizinin gözlemlendiği yanıtını verdi.
Başkanlık sistemiyle ilgili birçok argümanın karşılıksız kaldığını söyleyen Babacan, yeni ekonomi programlarını değerlendirirken bu programların bir karşılığının olmadığını bunlara güven duyulmadığını söyledi.
Son 4 yılın insanları dinlemek için iyi bir fırsat olduğunu belirten Ali Babacan, Türkiye ile ilgili iyi bir strateji belirleme konusunda çalıştığını açıkladı.
Abdullah Gül'ün desteği
Abdullah Gül konusunda da açıklamalarda bulunan Ali Babacan, Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde kanunlara pek çok konuda müdahale ettiğini söylerken kendi kaygılarıyla Abdullah Gül’ün kaygılarının aynı olduğunu ifade etti.
Gül’ün aktif siyaseti bıraktığını hatırlatan Babacan, Gül’ün kendi çalışmalarına katkı sağladığını belirtti ve eski cumhurbaşkanından destek aldıklarını doğruladı.
‘Üzerinde çalıştığımız siyasi parti geniş toplum kesimlerine hitap eden bir çalışma’ diyen Babacan, gerçekçi bir Türkiye tasarımı yapmak istediklerini söyledi.
İttifak ve ortak aday dertlerinin olmadığını söyleyen Babacan, amaçlarının Türkiye’yi yönetecek bir siyasi parti oluşturmak olduğunu belirtti. "Siyasi itibarını koruyan herkesle irtibat içindeyiz" açıklamasında bulunan Babacan, kararları tek başına almadığını açıkladı.
Beşir Atalay, Nihat Ergün ve Sadullah Ergin gibi eski AK Partililerle birlikte çalışıp çalışmayacağı sorulan Ali Babacan, kurulacak kadronun ağırlıklı olarak AK Partililerden oluşmayacağını belirtti.
Çalışma arkadaşlarının içinde AK Partililerin çoğunlukta olmadığını belirten Babacan, “AK Parti gittikçe erozyona uğruyor” dedi.
Partinin kuruluş takvimi kapsamında, yıl sonu tüzel kişiliğin kurulacağını belirten Ali Babacan, teşkilatlanmanın 2020 yılı içinde gerçekleşeceğini açıkladı. 700 kişiyle birebir görüştüğünü söyleyen Babacan, katılmak isteyen çok sayıda kişi olduğunu ve çalışmaların sürdüğü mesajını verdi.
Partinin adıyla ilgili tartışmalara ilişkin Babacan henüz isim ve logo üzerindeki çalışmaların devam ettiğini işaret etti.
'Davutoğlu ile birleşme zor'
Davutoğlu ile ilgili Ali Babacan, “Ahmet Davutoğlu bize birleşme teklifinde bulundu. Kendi merkezli bir hareket başlattı. Biz daha sonra başladık biz daha farklı bir metot ile devam edeceğiz. Ben birleşmeyi zor görüyorum. Gerçekçi görmüyorum” dedi.
Türkiye’de ifade özgürlüğü sorunu olduğunu belirten Babacan, hedeflerinin önce insan olduğunu söyledi. Gençlerin sosyal medyadan mesaj paylaşmaktan bile çekindiğini ifade eden Babacan, fırsat eşitliğini getireceklerini söyledi.
Türkiye’nin 2008 krizinden rahat çıktığını belirten Ali Babacan, o dönemde Türkiye’nin gerekenleri yaptığı ifade etti.
Dış politika ve Suriye konusunda da açıklamalarda bulunan Babacan, Türkiye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün kırmızı çizgileri olduğunu söyledi.
Türkiye’nin hangi ülkelerle ittifak halinde olması gerektiğiyle ilgili Babacan, “Hangi ülkelerde insan birey olarak daha değerliyle bizim o ülkelerle daha iyi ilişkiler kurmamız lazım. Ancak Türkiye, demokrasinin olmadığı ülkelerle de iyi ilişkileri olabilir” dedi.
‘Ali Babacan batı finans çevrelerinin adamı’ iddialarına Babacan, “Ben Hazineden Sorumlu Devlet Bakanıydım ve AB ile ilişkilerden sorumluydum. Bu süreç içerisinde Avrupalı kuruluşlarla yakın çalıştık. Avrupa Birliği üyeliği hedefimiz vardı. Dünya finans çevreleriyle ilişkili olmamızdan doğal bir şey yok. Bunlar tamamen boş iddialar” yanıtını verdi.
'İşsizlik en yüksek dönemde'
Babacan, “Şu anda piyasalarda kısa vadeli yatırım geliyor ancak uzun vadeli gelmiyor. Çünkü Türkiye’nin ön görülebilir olmadığını görüyorlar. Bu nedenle işsizlik artıyor. Genç işsizlik ve genel işsizlik en yüksek durumda. İşsizliğin düşmesi için uzun vadeli yatırım gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bakanlık yaptığı dönemle ilgili Halkbank hakkında ABD’de açılan soruşturma için Babacan, “Hükümetin bankalara bir talimatı olmaz. Kamu bankalarının yaptıklarında hükümetin sorumluluğu yoktur” dedi.
Parlamenter bir sisteme geri dönmek istediklerini belirten Ali Babacan, denge ve kontrol sisteminin sağlandığı bir parlamentonun oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin yeniden güçlü bir parlamentonun kurulmasına ihtiyacı olduğunu dile getiren Babacan, demokrasinin parlamento sistemiyle yaşatılması gerektiğini ifade etti.
Aleviler ve Kürt meselesiyle ilgili Babacan, “Biz her vatandaşımızı kendini tanımladığı gibi kabul edeceğiz” dedi.
Atatürk’e bakış açısı konusunda Babacan, “Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyetin kurucusudur. Türkiye’nin istikrarı, toprak bütünlüğü varsa bunun sebebi Cumhuriyetin temellerinin sağlam atılmış olmasındandır. Bu ülkenin sağlam duruşunun en önemli temeli Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ü tartışma konusu yapmak abestir” ifadesini kullandı.