Beştepe'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüştüğü iddia edilen Muharrem İnce, Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'a açıklamalarda bulundu.
İnce'nin öfkeli olduğunu söyleyen Hakan, bugünkü 'Muharrem İnce bombaladı: Bu kumpas CHP Genel Merkezi’nde kurulmuştur' başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
"Tartışmaların ardından Muharrem İnce’yle konuştum. Acayip dolmuştu. Öfkeliydi. Öfkesinin hedefi ise CHP Genel Merkezi’ydi... Araya girip sorular sormama bile fırsat vermeden soluksuz konuştu. Söylediklerini hiç araya girmeden aktarıyorum:
'CHP'ye çöreklenmiş bir yapı var'
- Haksızlığa uğradığımın farkındayım. Benim bu tür durumlarda uyguladığım bir yöntemim var. Böyle zamanlarda ailemi, yeğenlerimi, kuzenlerimi, yakın akrabalarımı toplarım. Onlarla havadan sudan konuşurum. Bu kez de aynısını yaptım. Siyasete hiç girmeden sohbet ettim onlarla.
- Bu düpedüz Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi’nde tasarlanmış bir oyundur, bir tezgâhtır. Bu tezgâhın figüranlığını yapmak da 80 yaşında torununu düşünmek yerine günlük çıkarını düşünen bir gazeteciye kalmıştır.
- CHP’ye çöreklenmiş bir yapı var. Para pul işlerine karışan bir çete... Para pul işlerinde de bu çete var, dedikodularda, kumpaslarda, yalan dolanda da bu çete var. Bu çeteyi CHP Genel Merkezi’nden def etmemiz lazım. Def edeceğiz.
'Artık muhatabımız Rahmi Turan değil'
- Artık muhatabımız Rahmi Turan değildir. Çünkü Genel Başkan’ın 'Biliyorum, şaşırmadım, doğrudur' açıklaması var ortada... Söz konusu kişi ben değilim. Bu kesin! O zaman bu kişi kim? Bu soru hâlâ cevap bekliyor. Bu sorunun cevap bulması ve o kişinin partiden atılması lazım. CHP Genel Başkanı dedikodunun parçası olmaz, olamaz, olmamalı. Bu bizi üzer. Parti yara alıyor.
- Şu saatten sonra ben artık yalanlama faslını bıraktım. 'Saray’a giden CHP’li ben değilim' demek bile benim için züldür artık. Bu aşağılık iftirayı yalanlamaya bile tenezzül etmek istemiyorum.
- Bu bana yönelik ilk kumpas değil. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçim gecesi başladı bu kumpas... O geceyle ilgili dedikoduları, yalanları, iftiraları kimler devreye soktuysa bugünkü kumpasın arkasında da onlar var. 24 Haziran’da beni faka bastıranların hepsi CHP’lidir. AKP’liler yoktu o işin arkasında.
'beni asıl üzen chp genel başkanı'nın kefil olamaması'
- Beni en çok yaralayan konu şudur: Sayın Genel Başkan, 'Ben Cumhuriyet Halk Partililere kefilim, Cumhuriyet Halk Partisi’ne genel başkan olmayı düşünen bir CHP’li, saray kapısında icazet aramaz' dememiştir, diyememiştir.
- Beni asıl üzen bir gazetecinin iftirası değildir. Beni asıl üzen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı’nın CHP’lilere kefil olmamasıdır, olamamasıdır. Tam tersine 'Biliyorum, doğrudur, şaşırmadım' demiştir. Neyi biliyorsun? Çık, açıkla!
'Genel Başkan'ı aradım, kabul etmedi'
- Partim yara aldığı için ciğerim yanıyor. Genel Başkan’ı aradım. Birlikte fotoğraf verelim dedim. Bu belayı birlikte def edelim dedim. Parti yara alıyor, daha da yara alacak dedim. Görüşürüz, bakarız falan dedi. Kabul etmedi.
- CHP Genel Başkanı, başaramayabilir. Ama CHP Genel Başkanı, partililerine güvenmek durumundadır. Genel Başkan, partililerine güvenmek yerine iftiralara, yalanlara 'Doğrudur' demiştir. Beni asıl yaralayan işte budur. Ciğerim işte asıl o zaman yanar.
- Genel Başkan süreci yönetemiyor. Parti zarar görüyor. Diyorlar ki: 'Kemal Kılıçdaroğlu zaten en güçlü olduğu dönemde. Niye böyle şeylere tevessül etsin ki?' Unutmayın: Siyasette güçlülük, göreceli bir kavramdır. Hatırlayalım: Yarıştığımız kurultayda kendisi bin imza toplamıştır, buna karşılık 700 oy alabilmiştir.
'Partimi asla bırakmam'
- Bu yıl benim siyasette 40. yılım. Ben bu yola ömrünü adamış birisiyim. Her şeye rağmen ısrarla partimi korumak istiyorum. Partimi asla bırakmam.
- Bugün CHP Genel Merkezi’nde en az gözüken kişiler CHP’lilerdir. Atatürk’ü sevmeyenler Genel Merkez’dedir... “CHP kapatılsın” diyenler Genel Merkez’dedir. CHP’nin karşısında miting yapanlar Genel Merkez’dedir. Hepsi CHP’de yönetici konumundadır.
- Yılmıyorum. Beni yıldıramazlar. Atatürk’ün Bursa Nutku var. Ben gücümü oradan alıyorum. Atatürk, orada 'Herkes satılık olabilir ama sen satmayacaksın' diyor öz itibarıyla... Yılmıyorsam, işte bu yüzden yılmıyorum."