Özel'in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
-(Beştepe'ye giden CHP'li iddiası) Böyle birisinin olmadığını düşünüyorum. Böyle bir ziyareti gerçek bir CHP'linin yapamayacağını düşünüyorum. Sayın genel başkanın şaşırmaması çok normal. Bundan bir önceki MYK toplantısında yayında kendisinin de söylediği gibi yaklaşan kurultayda CHP içinde kavga görüntüsü yaratmak istendiği, bunun doğrudan saraydan talimatlandırıldığını, çeşitli hamleler yapılabileceğine ilişkin uyarıları oldu. Saygın bir gazeteciden gelen bir haber üzerine 'bunu da yaptılar' demesi doğal. Külliyenin uzun bekleyişinin, 32 saat sonra yapılan bir yalanlamanın bir süre bu konunun tartışılmaktan medet umduklarını gösteriyor. Fahrettin Altun'un açıklamasına 'duy da inanma' diyor. MHP kurultaya hazırlanıyor, hakimlere yargılara müdahale etmeye kadar bir saray rejimi var. O partiden bir başka parti doğuyor. İYİ Parti seçimlere sokmamaya çalışan bir saray var. HDP kendi kurultayını yapıyor, iki eş genel başkanı var ikisini de alıp hapislere koyuyorsunuz, sonra diyeceksiniz ki, 'Bizim genel başkanımız, yani bizim cumhurbaşkanımız hiçbir partinin iç işine karışmaz', duy da inanma! Meclis'te grubu bulunan üç siyasi partiye de müdahalesi var.
Habertürk TV'de @kubrapc
— Özgür Özel (@eczozgurozel) November 21, 2019
ile "Açık ve Net" programına başlıyoruz. pic.twitter.com/7qBZ7iVtMW
'Sayın Genel Başkanın o sözleri şaşırtıcı değil'
'Artık diş macununu tüpten çıkardılar'
-Türkiye'de erken seçim tartışması ne İYİ Parti'nin ne de HDP'nin açıklamasıyla başladı. Bu tartışmayı AK Parti ile MHP başlattı. 23 Haziran'dan önce. Seçimleri İktidar partisi ve onu destekleyen ittifak ortağı 'İstanbul'u kaybedersek erken seçim gündeme gelecektir' dediği anda diş macununu tüpten çıkardılar. HDP'nin tavrı son derece anlaşılır. Erken seçimde bazı yerleri kazandılar. Askerler namluyu AK Parti'ye çevirdiği zamanlarda bile 'seçimle gelen seçimle gider' dedik. Bu seçimle gelenin kim olduğuna göre değişmez demokraside yaşıyorsak. Yüzde 80, 60 oy almış belediye başkanları birileri tarafından görevinden alınıyor. Peki 1 ay önceden aday yaptın. Önce aday yapılmış ki, sonradan görevden alsın. Çünkü biliyor ki, o belediyeyi kazanamayacak.
'Aday olabilir deniyor, görevden alınıyor'
-Demokrasinin yanında duruyoruz. Bundan önce kayyumlar atandığında da eleştirmiştik. Bir belediye başkanının suç işleme özgürlüğü yoktur. O belediye başkanı terör örgütüne yardım, yataklık, dozerini kullandırıyorsa tamam. Bunu yadsınamaz delillerini ortaya koyarsanız, elbette görevden el çektirmek mümkün. Halk o belediye başkanı ve meclisini seçmiş. O belediye meclisi kendi içinden belediye başkanı seçecek. Ama diyorsunuz ki, 'yok seçmesin'. Kayyum atıyorsunuz. Doğu'da, Güneydoğu'da kayyum atıyorsunuz. Bir yandan görevden aldığınız belediye başkanları yargılanıyor. 31 Mart seçimleri yeniden seçim var. HDP örneğin Diyarbakır'a bir aday gösterecek. Mevcut Meclis'teki bir milletvekilini aday gösteriyor. 'Olabilir mi' deniyor, inceleniyor 'olabilir' deniyor. Sonra seçiliyor, vali yazı yazıyor 'bu görevden alınsın' diyor. Şu şu demek Diyarbakır'ı Diyarbakırlılar yönetmeyecek demek. Devletsen onun aday olmasını hangi hukuki gerekçelerle engelliyorsan bunu söyleyeceksin.
'Seçimde halk kararını vermelidir'
Biz de oralarda seçime girdik, biz de kaybettik. Demiyoruz ki 'Bir CHP'li atayın' diye. Kayyum atanan yerlerde bir daha seçime gidelim halk karar versin. Aklın gereği eğer görevden aldın, belediye meclisine seçtirmiyorsun. Milli irade diyorsun, bu oylar bir tek sana verilince baştacı yapılacak şey değildir. Eğer anayasal bütünlükten bahsediyorsak, Misak-ı Milli sınırları içinde hepimiz eşitsek bu konuda doğru bir yerde durmak lazım. Adalet ve Kalkınma Partisi kendi başkanlarına 'sizde metal yorgunluğu var' deyip zorla istifa ettirerek, düşünün Melih Gökçek'i zorla istifa ettiler. Biz dedik ki 'milletin seçtiğini millet götürür'. Kendi belediye başkanlarına iki imada bulundular, yolsuzluk ve FETÖ. CHP'nin farkı partisine göre seçmene göre tavır değiştirmemesidir.
'Davulla zurnayla 'hay hay' deriz'
'AK Partililer de bundan şikayetçi'
Erken seçimlerin teknik ve siyasi gerekçesi olur. Bugün iki gerekçede de Recep Tayyip Erdoğan'ın söyleyeceği bir şey yok. Fazladan ne yapacaksın ki, halledeceksin. Ne yapacaksan bugün yap, önünde hiçbir engeli yok. Dengeden, denetlemeden, kuvvetler ayrılığından, hukukun üstünlüğünden bağımsız olarak demokrasiden bahsedilemez. Yüzde 80 ile geçmiş olsaydı anayasa değişikliği, her şey yolunda gitseydi bu tartışmayı yaratmak polemikten öteye geçmezdi. Çok küçük bir farkla geçti. Hepimiz her ay anket alıyoruz. Bugün herkes biliyor ki, başta en çok itiraz edilen partili cumhurbaşkanı maddesi olmak üzere, bugün en kötü ankette 'partisiz olsun' diyor insanlar. Referandum çok küçük farkla, OHAL'de, dünya kadar eşitsizlikte geçti. Cumhurbaşkanlığı'nın açık, örtülü, devletin bütün imkanları kullanıldı. Bu sistemi getirirseniz bakanlar artık milletin işleriyle ilgilenemezler teknokrat, bürokratlar olur dedik. Bu yaz AK Partililer kampta bundan şikayet ettiler.