Programın ilk yarısı Brexit konusuna ayrıldı. Liderlerin bu konudaki politikalarını ifade ederken kullandığı tabirler ilgi çekti.
Johnson 31 Ocak’ta “Brexit’i gerçekleştirme” vadinde bulunurken, Corbyn, “Brexit’i halledeceğim” ifadesini kullanmayı seçti. Corbyn, iktidara gelmesi halinde AB ile 3 ay içinde yeni bir Brexit anlaşmasına varacağını ve bunu 6 ay içinde yeni bir referandumda halk oyuna sunacağını söyledi.
Corbyn, Johnson’ın kendisine ısrarla yönelttiği “Referandumda AB üyeliği için mi AB üyeliğinden ayrılmak için mi kampanya yapacaksın?” sorusuna yanıt vermekten kaçınırken, bu konuda son sözü halka vermek istediğini yinelemekle yetindi.
İki liderin tartışmasında en önemli başlıklardan birini de ülkenin ulusal sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklar oluşturdu.
Johnson yeni hastane yatırımları ve sağlık bütçesinin artırılması yoluyla sorunlara çözüm getirmeyi vadederken, Corbyn Muhafazakar Parti iktidarlarında sağlık sisteminde hizmetin özelleştirilmesini sorunların kaynağı olarak gösterdi.
Corbyn sağlık sistemindeki özelleştirmeleri geri alacağını vadederken, Johnson’ı da ABD ile yapılan serbest ticaret anlaşması görüşmelerinde ülkenin sağlık sistemini ABD’li şirketlere açma sözü verdiğini ileri sürdü.
Monarşi
Programın moderatörü iki liderin İngiltere'nin yönetim sistemi anayasal monarşi konusundaki görüşlerini de sordu. Cumhuriyetçi görüşleriyle bilinen Corbyn monarşinin “geliştirilmeye ihtiyacı olduğu” yanıtını verirken, Johnson monarşi kurumunun “kusursuz” olduğunu söyledi.
İki lidere en çok takdir ettikleri yabancı liderin kim olduğunun sorulması üzerine Corbyn Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’i işaret ederken, Johnson “AB’nin 27 liderini seviyorum. Çünkü bana harika bir Brexit anlaşması verdiler” dedi.
Liderlere Noel’de çam ağacının altına birbirleri için hangi hediyeleri bırakacaklarının sorulması üzerine de ilginç yanıtlar verildi.
Corbyn, Johnson’a ünlü İngiliz yazar Charles Dickens’ın “Noel Şarkısı” kitabını hediye edeceğini, çünkü kitaptaki “Cimri” karakterinden hoşlanacağını belirtti. Johnson ise Corbyn’e AB ile vardığı Brexit anlaşmasının bir nüshasını hediye olarak çam ağacı altına bırakacağını ifade etti.
Brexit krizi seçim getirdi
İngiltere 2016'da yapılan AB referandumunda yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile Brexit kararı almış ancak Muhafazakar Parti iktidarları AB İle vardıkları Brexit anlaşmalarını parlamentodan geçirmeyi başaramamıştı.
Parlamentodaki dengeler ve en büyük iki partinin Brexit konusunda kendi içinde bölünmüş olması nedeniyle Brexit anlaşmalarının üst üste reddedilmesinin ardından, 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken Brexit önce 31 Ekim'e, sonra da 31 Ocak 2020'ye ertelenmişti.
İngiliz parlamentosu Brexit konusundaki kilitlenmeyi aşmak için geçen ay ülkeyi 12 Aralık'ta erken genel seçime götürme kararı almıştı.
Anketlere göre iktidar önde
Son anketlere göre seçim yarışını Johnson'ın liderliğindeki Muhafazakar Parti yüzde 40 oy oranıyla önde götürürken, Corbyn'İn İşçi Partisi yüzde 30 dolaylarında bulunuyor. Onu Brexit'i iptal etme sözü veren Liberal Demokrat Parti (yüzde 15) ile en katı Brexit yanlısı Brexit Partisi (yüzde 7) takip ediyor.
Brexit Partisi lideri Nigel Farage seçimde Muhafazakar Parti'nin son seçimde kazandığı bölgelerde aday çıkarmama kararı alarak bu parti ile gayrı resmi bir seçim ittifakına gitmişti.
Buna karşılık Brexit karşıtı Liberal Demokratlar, Yeşiller ve Galler ulusal partisi Plaid Cymru da ittifak kararı almıştı.
Muhafazakar Parti 2017’de kendi isteğiyle gittiği erken seçimde oy oranını yüzde 5 artırırken, 13 milletvekili kaybederek azınlık hükümeti kurmaya mecbur kalmıştı. Ana muhalefetteki İşçi Partisi ise aynı seçimde anketlerin gösterdiğinin tersine oy oranını yüzde 10, milletvekili sayısını da 30 artırmıştı. Muhafazakar Parti seçimi yüzde 42,4, İşçi Partisi yüzde 40 oy oranı ile tamamlamıştı.