Altaylı'nın 'Ben bu kadınları çok tuttum' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Kimi okurlar, dün “Ne zaman adam oluruz”a yazdığım cümleyi anlamamışlar.
Ben de bazı şeyleri anlamakta zorluk çekiyorum. Mesela, İslami yaşam tarzını benimsemiş kişilerin, ailelerin, kadınların şatafatlı mevlitlerini, davetlerini eleştirenleri. Eleştirenler İslamcılar olsa anlarım ama İslamcılıkla uzak yakın alakası olmayan, İslami yaşam tarzını benimsemekten hayli uzak kişilerin bu işleri eleştirmesi son derece manasız.
Çünkü yapılanda bir gariplik yok. Garip, abartılı, şatafatlı, gösterişli davetler yapanlar sadece İslamcı kadınlar ya da İslamcıların jargonuyla söylemek gerekirse “hanımlar” mı?
Tabii ki, değil.
Aradaki tek fark birinin başının açık, diğerinin kapalı olması. Bir diğer fark ise zaman zaman başı kapalı hanımefendilerin bulunduğu ortamın biraz daha oryantal, biraz daha varaklı, biraz daha oymalı bir dekorasyona sahip olması değil mi!
Gösteri aynı gösteriş. Sadece gösterilenler biraz daha farklı.
Hiç ama hiç eleştirilecek bir şey yok. Zevksizlikse, bana göre ikisinde de eşit derecede. Abartı ise, aralarında fark kıldan az.
İslami mi İslami! Modernlik arayışı içinde mi, içinde! Bence hiçbir beis yok. Çok kadınsı üstelik. Saygı duyulması gereken bir durum. Kızılması değil.
İslami açıdan eleştirilebilir mi? Bakın ona karışmam. O konu ile hiç ilgim yok. İslam’da şatafat olmaz, komşun açken tok yatamazsın falan gibi şeyler söyleyenler olabilir mi? Olabilir!
Batı özentisi yaşam tarzı eleştirisi yapabilirler mi? Zorlarlarsa yapabilirler.
Ama yapmazlarsa da bence hiçbir beis yok. Hatta kim bilir belki de, bu sayede yılbaşında yeni yılın gelişini kutlayanlara da “Hristiyan adeti bunlar” demekten de belki vazgeçerler!
Kim bilir belki de birbirimizi daha iyi anlarız.
Kim bilir!"