Habere göre askeri polis müfettişleri, Irak ve Afganistan’da örtbas edilen olaylara ilişkin olarak bazı üst düzey komutanları suçladı.
İsmi açıklanmayan komutanlara yönelik suçlamalar arasında evrakta tahrifat da yer aldı.
Müfettişlerin raporunda, suçlara ilişkin kanıtların siyasi nedenlerle sümen altı edildiği tespitine yer verildi.
BBC'nin Panaroma programı ve Sunday Times gazetesinin ortak araştırmasında görüştüğü 11 İngiliz dedektif, iki ülkede bazı askerlerin savaş suçu işlediklerine dair "güvenilir" deliller bulduklarını söyledi. Dedektifler askerlerin, aralarında çocukların da bulunduğu sivilleri öldürme ve işkence suçlarından yargılanması gerektiğini belirtti. İddialar, İngiliz askerlerin Irak ve Afganistan'da işledikleri iddia edilen savaş suçlarını araştırmak için kurulan ancak daha sonra hükümet tarafından faaliyetlerine son verilen Irak Tarihi Suçlamalar Takımı (IHAT) ve Northmoor Operasyonu ekiplerince dile getirildi.
Raporda yer alan vakalar
Gazetenin haberleştirdiği raporda yer alan vakalar arasında Afganistan’da 2012 yılında evlerinde çay içen 3 çocuk ile bir gencin bir İngiliz askeri tarafında öldürülmesi ve Irak’ın Basra kentinde 2003 yılında yaygın işkence yapılan bir kampta 2 tutuklunun ölümü de bulunuyor.
İngiliz savunma bakanlığı ise yazılı bir açıklama yaparak gazetenin iddialarını yalanladı. Bakanlığın soruşturmalara müdahale ettiği iddiasının reddedildiği açıklamada, “Soruşturmalarda savcıların kararları bakanlığımızdan bağımsız şekilde alınmıştır.” ifadesi kullanıldı.
BBC'nin haberine göre, 1000'den fazla dosyayı IHAT'a taşıyan insan hakları avukatı Phil Shiner, davacı bulabilmek için Iraklılara para ödediği iddiaları sonrası 2017'de meslekten men edilmişti. İngiltere hükümeti bu gelişme sonrası aynı yıl IHAT ve Northmoor Operasyonu'nun faaliyetlerine son verdi. Ancak iki ekipte de görev almış eski dedektifler, Shiner'ın eylemlerinin, savaş suçlarına yönelik soruşturmaların üstünü kapatmak için bahane olarak kullanıldığını söyledi. IHAT ve Northmoor Operasyonu'nun araştırdığı dosyalar mahkemeye taşınmamıştı.
'Bir İngiliz olarak nasıl başın dik gezebilirsin?'
Panaroma programına konuşan bir IHAT dedektifi "Savunma Bakanlığı'nın, gerçekten önemli olmadığı sürece, rütbesi ne olursa olsun, herhangi bir askeri yargılamaya niyeti yok, ve bundan bu şekilde sıyrılamazlar" dedi. Başka bir dedektif ise savaş suçu kurbanlarının çok kötü bir şekilde yüzüstü bırakıldığını belirtti ve "Mide bulandırıcı. O ailelerin acısını yürekten hissediyorum çünkü adalet yerini bulmadı. Bir İngiliz olarak nasıl başın dik gezebilirsin?" diye konuştu.
Panaroma programı bazı dosyalardaki savaş suçu iddialarına yönelik delilleri yeniden inceledi. IHAT'a taşınmış bir dosya, Iraklı bir polisin 2003'te devriye gezen bir İngiliz tarafından vurularak öldürülmesiyle ilgili.
'Komutanın yazdığı rapor yanlış'
Komutanın raporunda, olaya tanık olduğu iddia edilen bir İngiliz askerin de yaşananları doğruladığı belirtilmişti. IHAT dedektifleri ise olayın araştırmasına iki yıl harcadı ve olaya şahit olduğu iddia edilen asker de dahil 80 İngiliz askerle görüştü. Ancak görgü tanığı olarak gösterilen asker olay sırasında orada olmadığını itiraf etti. Asker, IHAT'a verdiği ifadede, Suss-Francksen'in olayla ilgili raporuna doğrudan karşı çıkarak "Bu rapor yanlış ve benim görgü tanığı olduğum izlenimini veriyor. Bu doğru değil" dedi. Asker sadece tek el silah sesi duyduğunu ve bunun Iraklı polisin silahını ateşlemediği anlamına geldiğini belirtti. Bu bilgi, IHAT'ın görüştüğü diğer askerlerce de teyit edildi.
Dedektifler Mosavi'yi öldüren askerin cinayet, komutan Suss-Francksen'in de olayı örtbas etme suçlamasıyla yargılanması gerektiği sonucuna ulaştı. Ancak askeri savcılar, askerler hakkında dava açmadı. Suss-Francksen'in avukatı "Müvekkilim IHAT raporunu görmedi ve IHAT'ın topladığı delillerin yeterliliği ve güvenilirliği hakkında yorum yapamaz" dedi.
Afganistan'daki savaş suçu iddiaları
Afganistan'da işlendiği iddia edilen savaş suçlarını araştırmak üzere hükümet tarafından 2014'te kurulan Northmoor Operasyonu ise 52 ölüm olayını inceliyordu. Operasyonda yer alan dedektiflerden biri "İki tarafla da konuşmadan bir dosyayı kapatamam. Eğer bir dosyayı, sadece İngiliz tarafının görüşünü aldıktan sonra kapatıyorsanız, buna araştırma denilemez. Hayatını kaybeden tüm insanların ölümlerinin araştırılması ve adaletin yerini bulması gerektiğini düşünüyorum" dedi.