Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halkının sahip çıktığı bir ülkeyi hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Erdoğan, "Bugünün dünyasında vatandaşıyla güçlü bağlar tesis edemeyen devletlerin iç ve dış müdahalelere karşı çok daha korunmasız kaldığını görüyoruz. Kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor. İnsan merkezli olmayan her yapının ve her anlayışın eninde sonunda yıkılmaya mahkum olduğunu unutmadık" diye konuştu.
#Canlı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuşuyor https://t.co/NJuwRdASYq
— AA Canlı (@AACanli) 18 ноября 2019 г.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'Bireylerin güvenliğine yönelik tehdit devletten geliyorsa sıkıntı var demektir'
- Milletimizin kamu kurumları karşısındaki hak arayışını ne kadar çoğaltır, çeşitlendirir ve etkin hale getirirsek devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyorum. Türkiye olarak köklü reformlarla geçmişteki hataları giderdik. Milli iradeyi demokrasimizin merkezine yerleştirdik. Önümüzdeki dönemde devlet ile millet arasındaki bağı güçlendirecek adımlar atmayı sürdüreceğiz.
- Yıllardır terör örgütlerinin saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar pek çok tehditle yüzleşmemize rağmen dimdik ayakta kalmayı ve gücümüzü sürekli arttırmayı başardık.
- 70 yıllık çok partili demokrasi tecrübemiz var. Hukuk külliyatımızda bireyi önceleyen bir birikime sahibiz. İyi yönetim denilen işin özünde insana ve doğuştan gelen haklarına saygı göstermek vardır. Şayet bireylerin güvenliğine, huzuruna yönelik tehdit devletten geliyorsa sıkıntı var demektir.
'Sırça köşkleri başlarına indiğinde diğer insanların neler hissettiklerini çok iyi anlayacaklar'
- Dünyada en az gelişmiş ülkelere veya mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye'dir. Biz varil bombaları altında inleyen ve oralardan kaçan insanları asla ve kat’a o varil bombalarına teslim etmeyiz. Çünkü biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz. Ama Türkiye'nin ana muhalefeti eder. Varsın etsin.
- Birileri petrol paylaşımının içinde. Bizim önümüze de bunu getirdiler. 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan. Petrol için terör örgütleriyle kol kola girmekten çekinmeyen birçok ülke varken biz bu konuda da onurlu duruşumuzu koruyoruz.
- Daha da trajikomik olanı kendi güvenliğimizi sağlamak için attığımız meşru adımlar sebebiyle yaptırım tehditlerine maruz kalmamızdır. Tarih bu olup bitenleri kayda alıyor.
- Bugün inşa ettikleri duvarlar gerisinde umarsızca özgürlük ve refah tiyatrosu oynayanlar, yarın sırça köşkleri başlarına indiğinde diğer insanların neler hissettiklerini çok iyi anlayacaklardır.
'Terör örgütlerini uzat tutmakla yetinmiyor imha ediyoruz'
- Terör örgütlerini kendimizden uzak tutmakla yetinmiyor, bizzat inlerine girip imha ediyoruz. DEAŞ'tan El-Kaide'ye, PKK/YPG'den, FETÖ'ye kadar ülkemizi ve dünyayı tehdit eden ne kadar terör örgütü varsa hepsiyle mücadele halindeyiz. Türkiye, tüm bu çabalarıyla sadece kendi güvenliğini ve huzurunu sağlamakla kalmıyor aynı zamanda tüm uluslararası toplumun vicdan borcunu da ödüyor.