Dünyada ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimiyle başı çektiği Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) da katıldığı bir genişlemeci politika dönemi yaşanıyor. Aralık ayında Fed, TCMB ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) da yılın son para politikası toplantısını gerçekleştirecek. Bu son toplantılarda atılacak adımlar piyasaların yakın takibindeyken Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Avrupa öncelikli 'mali politika' çağrısı da dikkat çekiyor.
IMF'nin son raporunda, 'para politikası tarafında elde fazla kurşun kalmadığı için mali politikaların devreye alınmasının gerekebileceği' değerlendirmesine yer verildi.
ECB'de 1 Kasım'da görevi yeni başkan Christine Lagarde'a devreden Mario Draghi de veda konuşmasında daha fazla büyüme yanlısı kamu maliyesi çağrısında bulunmuş ve mali alanı bulunan hükümetlerin harekete geçmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Ekonomist Arda Tunca, genişlemeci para politikalarının geleceğini ve mali politikaların devreye girmesine yönelik çağrıları RS FM'de değerlendirdi.
‘Politikacılar ekonomide yükü merkez bankalarına bindirdi’
Son 10 yıldır olağanüstü bir şekilde merkez bankalarına büyük önem atfedilen bir süreç yaşandığına dikkati çeken Arda Tunca, dünya genelinde politikacıların yükü, maliye politikalarından çok merkez bankalarına ve para politikalarına bindirdiğini söyledi:
"Tamamen kredi mekanizmalarının ekonomileri nasıl büyüttüğü ya da büyütemediği, merkez bankalarının politikalarının ekonominin ana gidişatına dolaylı olarak da dünya ekonomisinin gidişatına nasıl yön verdiğini konuştuğumuz süreçlerden geçiyoruz."
‘Para politikaları etkisizleşti, atacak kurşun yok’
Ekonomist Arda Tunca, IMF'nin maliye politikası vurgusu ve Mario Draghi'nin de benzer ifadelerle Avrupa Merkez Bankası'na vedasıyla 'para politikası alanında kullanacak kurşun kalmadı' mesajını verdiklerine vurgu yaptı.
"Dünya ekonomisinin geneli için de merkez bankalarına yönelik olarak aynı çağrıyı yapıyorlar" tespitinde bulunan Tunca, "Ekonomiye destek verecek genişleyici yaklaşımların ortaya konması gerektiğini ama bunun artık maliye politikası tarafından gelmesi gerektiğini söylüyorlar. 'Artık para politikası tarafında etkin olma, ekonomiye yön verme şansımız pek kalmadı' diyorlar. Dünyada çok ciddi boyutta negatif faizli bir tahvil piyasası var, özel sektör ve devlet. Bu normal bir durum değil. Fed, gerektiği zaman faizi indirebilsin diye tercihini faiz oranını artırmak yönünde kullandı, cephane doldurdu aslında kendisine. Onun için maliye politikasına çağrıda bulunuyorlar" değerlendirmesini yaptı.
‘Trump'ın söylemleri belirsizlik ortamı yaratıyor’
"Son dönemde özellikle Başkan Donald Trump'ın tüm dünyayı dengesiz bir şekilde sağdan sola savuran söylemleri ile ticaret savaşların belirlediği bir belirsizlik ortamı yaratıldı" diyen Tunca, bu kadar belirsizliğin olduğu bir ortamda merkez bankalarının da ne yapacaklarını şaşırdıklarını söyledi.
Ekonomist Tunca, "Avrupa Merkez Bankası, Fed ya da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bir takım kararları alırken dünya ekonomisi ve diğer merkez bankalarının attığı adımların yarattığı konjonktüre göre de karar veriyor" dedi.