Türkiye'nin Suriye harekatı Rusya Federasyonu ile Soçi'de yapılan mutabakat ile durdurulmuşken, Moskova'nın aksine Ankara'dan YPG unsurlarının 'güvenli bölgeden' çıkartılmadığı, 'koşullar yerine getirmezse başka adımlar atılabileceği' ve 'Suriye hükümetinin SDG ile uzlaşma olasılığından rahatsız olunduğu' yolunda art arda mesajlar geliyor. Hal böyleyken dikkatler, Türkiye'nin Rusya'dan önce 17 Ekim'de mutabakat yaptığı ABD ile temaslara çevrildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları 13 Kasım'da Washington'a giderek Başkan Donald Trump ile görüşmekteki kararlılığını ortaya koydu. Erdoğan da Trump ile son telefon görüşmesinin ardından ziyareti doğruladı.
Ankara'dan son dönemde verilen mesajlar ve son durumu Sözcü Gazetesi Ankara temsilcisi ve yazarı Zeynep Gürcanlı ile konuştuk.
‘Ankara'nın en büyük korkularından biri Esad yönetimi ile YPG'nin anlaşması'
Zeynep Gürcanlı'ya göre, Türk hükümeti PYD/YPG'nin sınırdan 30 kilometre öteye çekilmesi yolundaki ilk talebini en azından kısmen karşılamış olsa bile Şam yönetiminin SDG ile anlaşmasından kaygılanırken, Rusya ile mutabakatta 'sınırlarına' dahil edilmeyen Kobani ve Kamışlı gibi yerleri de almak arzusunda. Gürcanlı, Suriye'de Şam ile Kürtler arasında uzlaşma sağlanırsa Cerablus-Azez, Afrin ve Tel Abyad-Resulayn hattındaki toprakların kontrolünü geri verme baskısı altında kalmaktan kaygılı:
'Türkiye SMO'ya Cenevre'de özel statü almak istiyor'
Gürcanlı, Ankara'nın Özgür Suriye Ordusu, yeni ismiyle Suriye Milli Ordusu’nu (SMO) Suriye topraklarına yerleştirmek istediği ve bu toprakları Şam yönetimine vermek istemediği görüşünü aktardı. Bir yandan PYD/YPG'ye özerklik tanınması ihtimalinden kaygılanan Erdoğan yönetiminin diğer yandan da SMO'ya özerklik peşinde olduğunu belirten Gürcanlı, özellikle Cenevre’den özel bir statü çıkartılmak istendiğini vurguladı:
“Kime iade edeceğinize bağlı. Türkiye’nin planlamasında Esad yönetimine iade etmek yok. Suriye Milli Ordusu zaten bu yüzden kuruldu. Bu toprak bütünlüğünde orada Türkiye’nin çelişkisi ortaya çıkıyor. Kürtler için istemediği özerk yapıyı ya da federal yapıyı, özel yapıyı belki de oralarda kendi desteklediği gruplar için istiyor Ankara. Oraya Kürtlerin geri dönmesi veya Esad’ın dönmesi yerine, belki Esad ordusu sınırları alabilir, ama bütün o bölgenin kontrolünün Suriye Milli Ordusu olarak teşkilatlanan cihatçı gruplara bırakılması ve onlara Cenevre’de özel bir statü almanın peşinde. Bu operasyonun altında yatan bu. o statüyü Suriye’nin toprak bütünlüğü için elbette alabilirse, o zaman kendini de daha rahat hissedecek. Ama Kamışlı ve Kobani hatta Menbiç, çıban başı gibi duruyorlar Ankara’nın planında.”
'Erdoğan'ın Bağdadi açıklaması Washington ziyaretine hazırlık'
Erdoğan yönetiminin asıl amacının Suriye yönetimini güçsüz kılmak olduğunu vurgulayan Suriye politikasının da ABD ile paralel yürütüldüğüne dikkat çekti. Erdoğan’ın ABD’nin öldürdüğü IŞİD'in lideri Ebu Bekir El Bağdadi'nin eşini yakaladığını açıklamasının 13 Kasım ABD ziyaretine hazırlık olduğunu ve 'ABD ile aynı safta oldukları' mesajı içerdiğini belirten Gürcanlı, Trump ile görüşmede 'Sünni kemeri kurulmasına destek ve yardım isteneceğine' işaret etti:
'Harekatın ekonomik sorunları unutturmasının ömrü kısa oldu'
Erdoğan yönetiminin Suriye harekatı sayesinde Türkiye'deki ekonomik krizin üstünü örtmeye çalıştığı görüşünü de dile getiren Gürcanlı, bu konuda başarı da kaydedildiğini ancak harekatın yakın gelecekte seçim görünmediği için harekatın oya çevrilmesinin de zor olacağının altını çizdi: