Kastamonu’daki kenevirin Türk keneviri olduğuna dikkat çeken Koçak, “Bunun adı Türk keneviridir. Bu Hint keneviri değildir. Malımıza sahip çıkalım, bunun başkenti burasıdır. Dünyada artık her şey sertifikaya gitti, lisansa gitti, iki tane kenevir için Samsun kendi adıyla yapıyordu, bağırdık çağırdık birini üniversite adına, bir tanesi de oradaki enstitü adına sertifikaları yapıldı. Ama daha 67 tane sertifika yapılacak kenevir tohumumuz var” şeklinde konuştu.
'Kenevir yağından akaryakıtsız tarım yapılabilir, 100 milyar dolar gelir sağlar'
Akaryakıtsız tarımın yolunun kenevirden geçtiğini vurgulayan Koçak, şöyle devam etti:
- Biz bunu yıllarca, uzun yüzyıllar önce petrolden önce bunun yağını yaptık. Bugün evlerimizde kullandığımız gaz lambalarının fitilleri tamamen kenevirdendir ve İngiliz malıdır dikkat edin, kendi fitilimizi dahi yapamıyoruz. Kullandığımız camilerimizdeki kandillerde yanan bizim kenevir yağıdır. Kenevir yağını sıcak motora koyun dizel arabada olduğu gibi alıp yürür. Rafine edin, rafine ettiğinizi koyun yine sizi götürür. Türkiye kötü günlere doğru gidiyor. Bizi darboğaza sokmak isteyecekler.
- Akaryakıtsız tarımı başarırsa bu toplum daha dik duracak. Akaryakıtsız tarımın yolu buradan geçiyor. İşte akaryakıtımız da burada. Türkiye ekilebilir tarım alanlarının yüzde 12’sine endüstriyel kenevir ektiği gün sırf bunun yağından enerji geliri olarak 100 milyar dolar geliri var. Bizim bunun ithalatını kesmemiz, ısınma ve aydınlatma giderlerimizi yok ettiğimiz zaman 100 milyar dolar karımız bulunuyor. Bu da bize çok büyük rant ve gelir sağlayacaktır. Akaryakıtsız tarımın yolu da kenevirden geçmektedir.