Gazeteci Saygı Öztürk, Menzil Tarikatı’nın Adıyaman ve Eskişehir’deki karargahlarına giderek şeyhlerle görüştü ve Menzil isimli kitabında tarikatın bilinmeyen iç yüzünü yazdı.
“Şeyh Saki Erol ile konuşurken ‘Cübbeli ile fazla bir samimiyetimiz yok ama televizyon ekran görünce hemen atlıyor tuhaf bir adam’ dedi. Kitap yayınlandığı gün Cübbeli beni aradı. İlk kez konuşuyoruz. Telefonumu bulmuş. Meğer şeyh, Cübbeli’yi arayıp sarf ettiği eleştirileri ilk ondan duysun istemiş. Şeyhin kendisine telefon ettiğini ve ‘Ahmet hocam Saygı beyle konuştuk ama sözlerim biraz yanlış anlaşılmış’ dediğini nakletti. Aralarında bir konuşma geçmiş. Ben de ‘Hoca ne söylediyse kelimesi kelimesine yazdım. Hatta cümlesinde bozukluk var o benden kaynaklanmıyor. Ne söylediyse o şekilde kaleme aldım’ dedim. O da ‘Saygı bey ben size güveniyorum’ dedi. Bunun üzerine ‘Sohbet çok samimi bir havada geçmişti. Size art niyetli bir tepkisi yoktu. Belki yazmayacağımı düşünmüştür’ dedim. Sonra Cübbeli beni ertesi gün bu sefer başka bir konu için aradı. Sanırım bundan sonra konuşacağız hep kendisiyle…”
Kitapta nasıl geçiyor?
Saygı Öztürk’ün kitabında , menzil şeyhi Saki Erol’un Cübbeli Ahmet Hoca ile ilgili sarf ettiği sözlerin geçtiği kısım şöyle:
S.Öztürk: Cübbeli Ahmet Hoca için ne dersiniz?
Saki Erol: Bazıları kamera görünce tuhaflaşıyor, doğru konuşmuyor. Örneğin Cübbeli Ahmet Hoca da öyle. Bir programını seyrettim; yakışıyor mu sana? Televizyonda gazeteci İsmail Saymaz ile tartışıyorlardı. Sen neyi sorguluyorsun? Zaten ‘Ben şeyhim’ diyor. Şeyh olarak konuş. Cübbeli medyayı çok seven, tuhaf birisi. Kendisiyle iki kere görüştük. Tanışıklığımız ‘merhaba’ şeklinde.
