Kararın cumhuriyet savcısınca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Daire, sanığın yerden alıp mağdura fırlattığı pet şişenin, "silah" sayılacağına hükmetti. Dairenin kararında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 6/1-f maddesinde belirtilen silah niteliğindeki maddelerden sayılacağı gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesi bozma nedeni sayıldı.
Yerel mahkeme direndi
Mahkeme, "pet şişenin silah olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığına" karar vererek bozma kararına direndi ve kamu davasının düşmesine hükmetti.
Mahkemenin kararında pet şişenin fırlatılarak atılmasının tekme veya yumruğa göre üstünlük sağlamayacağı, pet şişe vurularak yaralamanın zor olduğu, bunun yerine yumruk ve tekme kullanımının zarar vermek isteyen kişiye daha büyük avantaj sağlayacağı vurgulandı.
Direnme kararına yönelik hükmün de cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya tekrar Yargıtay'a gönderildi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeniden incelenen dosyada direnme kararı yerinde görülmedi. Bunun üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca ele alındı.
Ceza Genel Kurulu son sözü söyledi
Kurulun gerekçesinde, olay yerindeki güvenlik kamerası kayıtlarına göre, sanığın mağdura su dolu pet şişeyi fırlattığı, daha sonra sanıkla mağdurun birbirlerinin yakasını tuttuğu, sanığın mağdura tekme attığı belirtildi.
TCK'nin, "kasten yaralama" suçunu düzenleyen 86. maddesi hükümleriyle, kişinin vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan her türlü davranışla kasten yaralama suçunun işlenebileceğinin kabul edildiği aktarıldı.
Gerekçede, kasten yaralama eylemi nedeniyle mağdurda meydana gelen yaralanmanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması durumunda suçun şikayete tabi olduğu belirtildi.
TCK'nin 6. maddesinde ise "silah kavramı" kriterlerinin sayıldığı hatırlatılan gerekçede, bu maddedeki hükümle, "saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler"in de silah kapsamına alındığı kaydedildi.
Kanun koyucunun "fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli" olmak şartıyla her nesneyi, imal edilip edilmediğine ve hangi amaçla yapılmış olduğuna bakmaksızın silah kapsamına dahil ettiği, buradaki ayırıcı ölçütün "saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişlilik" olduğuna işaret edildi.
'Caydırıcı ve korkutucu özelliğe sahip değil'
Yaşanan olayda mağdurun yaralandığına dair rapor da bulunmadığı belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gerekçesinde, şunlar kaydedildi: "Kullanılış amacı ve yapısı bakımından saldırı ve savunma amacıyla üretilmediği, caydırıcı ve korkutucu özelliğe sahip olmadığı hususunda tereddüt bulunmayan su dolu pet şişenin, sanık tarafından kullanılış biçimine göre mağdurun yaralanması sonucunu doğuracak elverişlilikte olmaması, yine kullanılış biçimine göre kavgada tokat veya yumrukla meydana getirilebilecek zarardan öte sanığa bir avantaj veya üstünlük sağlamaması, kavgada sanık tarafından etkin bir şekilde kullanılmaması karşısında su dolu 500 mililitrelik pet şişenin, kullanılış biçimine göre kasten yaralama suçu bakımından silah olarak nitelendirilemeyeceği kabul edilmelidir."