Bakan Süleyman Soylu, Afyonkarahisar'da bir otelde gerçekleştirilen AK Parti Ankara İl Başkanlığı İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Ege'de yakaladıkları göçmen botlarında Afrika'dan elmas ve petrol yataklarıyla ünlü ülkelerin gariban insanlarının olduğunu söyledi. Batılı ülkelerin dünyada sistematik bir fakirleştirme, güçsüzleştirme ve sömürme politikasını 60-70 yıldır ısrarla sürdürdüğünü vurgulayan Soylu, "Yaşadığımız dünyayı doğru anlamak ve ona göre hep birlikte pozisyon almak zorundayız. 21. yüzyılın yeni bir dünya düzeni maalesef yok" dedi.
'ABD'nin Afganistan ve Irak'taki operasyonları Orta Doğu'yu radikalleştirdi'
Teknoloji haricinde 21. yüzyılın yeni olan herhangi bir anlayışının söz konusu olmadığını anlatan Soylu, şunları söyledi: "Amerika Birleşik Devletleri'nin 21. yüzyılın başından itibaren Afganistan ve Irak'taki operasyonları, Orta Doğu'yu radikalleştirmiştir. O radikalleşmeyle mücadele bahanesiyle de yanına PKK, PYD'yi aldı. En büyük korkuları, DEAŞ nereye gidecek? Amerika'ya da Avrupa'ya da soruyorum, Rakka'ya güya PYD'yi soktunuz, Rakka'dan çıkan DEAŞ'lılar nereye gitti, hiç sordunuz mu? Nasıl anlaştılar, neyle anlaştılar? Peki Rakka'ya PYD girmeden önce şimdi el koymaya çalıştığınız D-100 petrol yatakları dahil olmak üzere PKK, PYD ve DEAŞ orada birbirleriyle nasıl petrol pazarlığı yapıyorlardı? Hiç bunu tartıştınız mı? O gelen paralar nereye gidiyordu? Sizin enayiniz yok. Onun için güçlü olmak zorundayız."
'Mafyaya hastayım'
Milletin değerlerine yabancılaşanlara, bu değerleri aşağılamak için fırsat bekleyenlere karşı mücadele verilmesi çağrısı yapan Soylu, şöyle devam etti: "Şurada iki gece sabaha kadar çalıştım. Ne oldu, bittim mi yani? 10 kilo mu verdim, 5 kilo mu verdim? Hayır. Günde 16 saat çalışıyoruz. Sizler de çalışıyorsunuz ve hep beraber çalışıyoruz ama şu önümüzdeki seçime kadar Türkiye'nin ayarını bozmaya çalışanlar, ondan sonra da bizden sonra gelecek olanlar öbür seçim döneminde onlar da bu sorumlulukta fazla çalışsınlar. Ama ne olursunuz işin ucunu bırakmayın. 'Yeni başladım, yarın gideriz öbür gün gideriz.' demeyin. Milletin cenazelerinde ve şehit evlerinde olun. Gazilerle birlikte olun. Bakkalın, marketin derdini dinleyin. Siz dinlemezseniz başkaları istismar edecektir ve etmeye çalışacaktır. Açık söylemek isterim ki mafyaya hastayım. İyi takip etmişsinizdir. Ankara'da bunlara nefes aldırmıyoruz ve aldırmayacağız. Sadece Ankara değil, Türkiye'nin her noktasında. Vatandaşımız, esnafımız, iş adamımız rahat bir şekilde çocuğunu okula gönderecek, anneler rahat ve huzurlu bir şekilde gönderip getirecekler. Benim bir hastalığım budur."