Eski Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı ve siyasetçi Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu dün gece Habertürk'te Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.
Prof. Halaçoğlu, Haziran 2007 tarihinde Ermeni diasporasıyla ilgili bir diyaloğu aktardı.
Bu açıklamayı ilk kez yapacağını söyleyen Halaçoğlu, "Biz bu konuda gerçekten Tarih Kurumu'ndayken çok ciddi çalışmalar yaptık. Rusya'yla anlaştım mesela. 3 bin dolar karşılığında Rusya'daki Taşnak arşivlerini satın almıştım. 2007 Haziran ayının hemen başında 1'inden 3'üne kadar süren Oslo'da diaspora toplantı yapıyordu" dedi.
Halaçoğlu şöyle devam etti:
"Diasporanın toplantısına Türk Tarih Kurumu'ndan iki kişi davet edildi. Ben ve arkadaşımız Kemal Çiçek'le beraber gitmek istedik. Beni kabul etmediler. Benim yerime İnanç Atılgan diye bir arkadaşımızı gönderdim. Onlar oradayken bir beyanat verdtim. Dedim ki, 'Boston'daki Taşnak arşivlerini açın, 20 milyon dolar vereyim size'. Tarih Kurumu'nun bütçesinde 260 milyon para vardı. O zaman dolar 1 lira 35 kuruş civarındaydı. Türk parasıyla 27 milyona falan geliyordu. Bu iş bitecekti.
'Yuvarlak masa toplantısı teklif ettiler, kabul ettim'
Orada büyük bir tartışma meydana geldi. 'Blöf yapıyor' falan demişler. Orada Ermeniler adına çalışan Alman bilim adamı var. O 'Hayır Yusuf Bey blöf yapmaz' demiş. Kendisi çok ciddi bilim adamıdır. Bunun üzerine diaspora beni aradı. Garo Mumcuyan, yönetim kurulundan birisi. 'Yusuf Bey, ciddi misiniz?' diye sordu. 'Burası Türk Tarih Kurumu, gayri ciddi şeyler söylemeyiz. Tabii ki ciddiyim' dedim. Bunun üzerine bana 'basın olmamak kaydıyla Eylül ayında bir yuvarlak masa toplantısını kabul eder misiniz?' dedi. 'Tabi' dedim 'Eşlerinizle gelin misafirim olun hatta' dedim. Kabul ettiler, o arada Ara Sarafyan var Londra'da, Gomidas Enstitüsü Müdürü. O başka bir teklifte bulundu. 'Sadece Boston arşivleri değil Kudüs Ermeni arşivlerinin tasnifini de yapalım. Bizim enstitümüz ile sizin Tarih Kurumu olarak yapalım. Ben de eylül ayında geleyim, konferans vereyim. Ne dersiniz?' dedi. Onu da kabul ettim. Ayrıca Ermeni diasporasının çıkardığı haftalık bir gazete vardı, onun yazı işleri müdürü yanılmıyorsam Hacik Muratyan'dı. O bana röportaj teklifinde bulundu 'Ağustos ikinci yarısında gelsem bu konuda röportaj yapar mıyız?' diye sordu. 'Memnuniyetle' diye cevap verdim.
'Görevden alınmamı şart koymuşlar'
Fakat görevden alındım. O sırada Cenevre'de veya Zürih'te bizim Dışişleri ile Ermeniler ve Amerikalı yetkililer görüşmeler yapıyorlardı, o tarihlerde Ermeni açılımı yapılıyordu biliyorsunuz. Futbol maçlarına da gidip geldiler. Amerika ve İsviçre gazetelerinin yazdığına göre Yusuf Halaçoğlu'nun görevden alınması şartı konmuş. Kesinlikle çözecektik. 6 ay sürerdi en fazla. Bu konuyu Demokles'in kılıcı gibi tutmak istiyorlar bu konuyu.
'Arşivleri açamayacaklardı ama iş tatlıya bağlanacaktı'
Başa dönersek '20 bin değil 20 milyon dolar vereyim Boston'daki Taşnak arşivlerini açın' demiştim. Açamayacaklardı; çünkü Taşnak arşivlerinin Rusya'ya gönderilen nüshaları bende vardı. Orada Taşnakların yaptıkları bütün zulümler, katliamlar, hepsi yazılıydı. Onların onu açmaları mümkün değildi. Açmak isteselerdi, muhtemelen benimle görüşeceklerdik, işi şöyle tatlıya bağlayacaktık, o tarihte Ermenilerin çektikleri eziyet, zulüm de vardır, bu tehcirle masum insanların da eziyet çektikleri vardır ama Ermeni çetelerin Müslümanlara karşı Türklere öldürme ve katliam hareketleri de vardır. İkimiz de çok üzgünüz diyecektik belki de. Ve bitecekti bu iş. ABD öyle kullanıyordu, Ermenistan da bundan kendisine siyasi sebeplerle menfaat sağladığı için istemiyordu."