Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusuna girmesine yeşil ışık yakmak suretiyle asker çektikten sonra petrol bölgesine asker göndereceğini açıklayan ABD Başkanı Donald Trump'ın ExxonMobil gibi Amerikalı petrol şirketlerinin Suriye’nin petrol bölgesine girip sahalarını işletmesi teklifine tepkiler tırmanıyor.
Doğusundaki petrol yatakları ABD işgali altında, Amerikalı petrol devleri tarafından sömürülürken Suriye'nin nasıl bir geleceği olabileceği soruları beraberinde gelirken, İngiliz gazetesi The Independent'ın konuştuğu uzmanlar bunun 'savaş suçu' oluşturacağı uyarısını yaptı.
Trump wants US companies to tap Syria's oil. That is probably a war crime https://t.co/hRRojTROiv
— The Independent (@Independent) October 29, 2019
Uzmanlar, Suriye'nin petrol yataklarına el koymanın ABD'nin yasal kapasitesi içinde olmadığını ve dolayısıyla buralardan elde edilecek gelirlerin ABD Hazine Bakanlığına aktarılamayacağını belirtti.
Savunma Öncelikleri (Defence Priorities) isimli düşünce kuruluşunun politika direktörü ve George Washington Üniversitesi misafir profesörü Benjamin Friedman, şu değerlendirmeleri yaptı:
"Geçmişte Irak ve Libya petrolüyle ilgili açıklamalarına da dayanarak, Başkan, ABD'nin ülkeleri yağmalayabileceği düşüncesiyle Suriye petrolünü satabileceğine inanıyor gibi gözüküyor. Eminim ki, Beyaz Saray'dakiler ona işlerin böyle yürümediğini anlatmaya çalışmıştır. Suriye petrolünün satışından elde edilecek gelire el koyup ABD Hazinesine aktarmak, yasadışı olur. Bu muhtemelen yasalar nezdinde yağma ve talan olarak vasıflandırılır."
After Pres. Trump said the U.S. will be "keeping the oil" in northeastern Syria, his administration is looking into the "specifics," according to a senior State Department official -- but it's prompted renewed cries that doing so is a war crime. https://t.co/7ZP8igrwsl
— ABC News (@ABC) October 29, 2019
Suriye'ye asker göndermek için Kongre'den yetki alınmadı
ABD'nin de onayladığı Cenevre Sözleşmelerinde bir başka ülkeyi yağma ve talanın savaş suçu kabul edildiği aktarılırken, Friedman, "ABD askerlerinin Suriye'nin doğal kaynaklarına el koyması bir yana, orada bulunması için bile Kongre'den yetki alınmadığını da hesaba katın" hatırlatmasında bulundu.
Trump steals #Syria’s oil, despite it could be considered directly a war crime. pic.twitter.com/gQ8LrWa3M7
— teleSUR English (@telesurenglish) October 30, 2019
ABD'nin Suriye'nin petrol yataklarını işgal etmesinin, petrol gelirlerinin Suriye hükümetine gitmesini engellemekten başka bir anlam ifade etmediğine dikkat çeken Friedman, "Tek gerçek amaç, Esad rejimini devireceğimiz fantazisini devam ettirmek olabilir. Gelinen noktada bunu niye yaptığımızı anlayamıyorum" dedi.
"ABD askerlerini eve geri getireceğim" sloganını diline pelesenk eden Trump'ın petrol merakının ABD dış politika müesses nizamı tarafından kendisini Suriye'de askeri varlık bulundurmaya ikna etmek için kullanılmış olabileceği tahmininde bulunan Friedman, şu yorumu yaptı:
'Bağdadi, Suriye hükümetinin kontrol etmediği bölgedeydi'
"Amaç IŞİD'i ezmekse, bunun en basit yolu, Esad rejiminin tekrar Suriye'nin tamamında iktidar olmasıdır. IŞİD lideri Ebubekir el Bağdadi'nin İdlib'de saklandığı yerleşkeye düzenlenen baskın, Suriye hükümetinin kontrol etmediği bölgelerde teröristlerin faal olduğunun göstergesidir."
'Esad'ı rahat bırakın, bütün ülkeyi yönetsin'
"ABD sahada birbiriyle çelişen hedefler peşinde koşuyor. Suriye Özel Temsilcisi Jim Jefferies rejim değişikliğini amaçlamasa bile hala Esad'a zarar verecek bir şeyler yapabileceğimiz fikrine bağlı gözüküyor. Oysa terörle mücadeleye en iyi hizmet, Esad rejiminin altını oyabileceğimiz fantazisini bırakıp kendisini Suriye'yi yönetmesi için rahat bırakmamız olur."
IŞİD'in toprak hakimiyetini tümüyle kaybetmesi ve liderinin de öldürülmesi sonrası ABD mevcudiyeti için gerekçenin kalmadığı Suriye'de 'teröristlerin' peşine düşmenin tümüyle Esad yönetimine bırakılabileceği belirtilirken, Trump da ABD'li vergi mükelleflerine muazzam maliyeti olan ve ulusal güvenlik çıkarlarına hizmet etmeyen 'bitmek bilmez savaşları' bitirmekten söz ediyor.
'Çekilsin, ama şuurlu ve tutarlı şekilde'
Ottawa Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü ve Kanada Savunma Bakanlığı'nın eski Ortadoğu analisti Thomas Juneau, ABD'nin Ortadoğu'dan çekilmesinin büyük yararları olmasına rağmen, sürecin bilinçsiz ve tutarsız yürütülmesi, kararların müttefiklerle ortaklara danışılmaksızın alınmasının ekstra bedel çıkardığına dikkat çekti.
'ABD'nin Suriye politikası yok'
Juneau, bu kargaşanın ABD'nin çıkarlarına hizmet etmediği, aynı zamanda ABD'nin Ortadoğu'da daha temkinli davranması gerektiği değerlendirmesini yaparken, ekim sonu itibarıyla ABD'nin Suriye'de nasıl bir politikası olduğunu kimsenin bilmediği ve Trump'ın çektiği kadar askeri bu sefer petrol bölgesine konuşlandıracağı belirtildi.