Stratejist Baştürk: Faizlerin inmesi TL’den kaçış başlatabilir

Merkez Bankası, Perşembe günü yaptığı toplantı sonucunda 250 baz puanlık bir politika faizi indirimi kararı aldığını açıkladı. Bu indirim ekonomi çevrelerinde olumlu olarak yorumlanırken piyasaların açılması için yeni fırsatlar doğurabileceği özellikle ev, otomotiv ve mobilya gibi sektörleri canlandırabileceği dile getirildi.

Stratejist Rıdvan Baştürk, Başlangıç Noktası programında Merkez Bankası’nın bu kararının sektörde canlanma yaratabileceğine katılırken bazı olumsuz sonuçlar doğurma ihtimalini de dile getirdi. Baştürk, faizlerin indirilme hızında yukarı çekilmesinin zor olduğunu, geçen yılın aynı dönemindeki oluşmalarla düşen enflasyonun yeniden yükselmesi halinde Türk lirasından kaçılması sonuçlarını başlatabileceğini vurguladı:

‘ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞLER KALICI OLMAYABİLİR’

“Son bir senedir iç talepte oldukça sıkıntılı bir süreç geçirildi, sektörler daraldı. Geçen seneki kur oynamalarının ardından yüksek faiz yüksek enflasyon ve yüksek kur döngüsündeydik. İç talep olumsuz anlamda etkilendi. Merkez bankasının son toplantılarına bakıldığında önemli faiz indirimleriyle faizlerin yüzde 14’e kadar indi. Merkez Bankası bunu yaparken enflasyonu baz aldı. Bu aşamada sıkışan sektörlerde bu düşük faiz oranları canlanma yaratacaktır. Ama düşük faizlerin TL ütünde etkileri olacaktır. Enflasyonda yaşanan düşüşlerin kalıcı olacağını düşünmüyorum. Yapılan zamlar var ve devamı gelecek gibi duruyor. Buna rağmen bu faizler TL’deki reel getiriyi ortadan kaldıracaktır ve TL’den kaçışlar başlayacaktır.

Bir tarafı seçmemiz gerekiyor hükümetin seçtiği taraf ekonominin canlanması. Yüksek faizlerde canlanacak bir ortam yoktu. Faizler düşünce bazı sektörlerde bir kıpırdanma olacaktır. Düşük faiz olduğu sürece TL cazibesini de yitirecektir, dolarda yukarı yönlü hareket de beklenebilir. Kafamdaki soru işareti, enflasyon düşerse Merkez Bankası faiz indiriyor. Ama çıkarsa faizi bu kadar kolay artıracak mı? Bu süreçte yerli yatırımcıların TL’den kaçabileceklerini söyleyelim. Şu an geçen yıldan gelen az etkisiyle enflasyonda bir düşüş var ama yapılan zamların devamı gelecek gibi gözüküyor. Enflasyon yüzde 13’e gelip faiz aynı kalırsa TL’nin reel getirisi ve cazibesi ortadan kalkar.

‘YURT DIŞINA GÜVEN VERMEMİZ GEREKİYOR’

Hükümetin önceliği ciddi daralan otomotiv, konut ve mobilya sektörünü canlandırmaya yönelikti. Diğer şirketlerin canlanması için güven gerekiyor. Faiz ne kadar düşerse düşsün hükümete ekonomiye adalete güvenmezseniz insanlar yine kredi alıp yatırım yapmayacaktır. Bir de öncelikle bankalardaki mevduatların artması lazım ki bankaların eline para geçsin ve kredi versinler. O tarafta çok sıcak para dönüğünü düşünmüyorum. KOBİ’lere verilen kredilerin toparlanması birkaç ayı bulacaktır.

Bükçe açığını kapatmak için yeni vergiler gelecektir. Bizim dışarıdan gelecek sıcak paraya ihtiyacımız var. Bizim her konuda güven vermemiz gerekiyor ki oradan para gelsin. Piyasada çok sert hareketlerin olmayacağı güveni de vermemiz lazım. Bundan biraz uzakta gibiyiz. Yapılan operasyon yüzünden dış ülkelerle sıkıntı yaşıyoruz. ABD’de senatörler hala bizim hakkımızda yaptırım istiyor. Avrupa’yı da biliyoruz onlar da aynı bakış açısında. Sıcak para gelecek bölgelerle aramız iyi değil. Ekonomi ve diğer alanlara yönelik güven verirsek sıcak paranın gelmesi ve bunların krediye dönüşerek ülkeyi toparlaması beklenebilir. Güven problemi ve belirsizlik çok büyük.

‘VERGİNİN VATANDAŞA KATKILARINI UZUN VADEDE GÖRECEĞİZ’

Özellikle finans dışı şirketlerde alınan verginin düşürülmesi kararı var. Sektörleri biraz canlandırabilir bu. Şirket karlılıkları çıkacaktır. Ama zenginden daha çok fakirden daha az alınacağını görmemiz gerekiyor. Türkiye’deki ekonomiye olan güvenin azalmasındaki sebeplerden biri de buydu. Daha önce bunlar denendi ve olumlu sonuçlar alınamadı. Yatırımcı acaba bir panik mi var diye korkarak diğer tarağa da kaçabilirler. Kurumlar vergisinin düşürülmesini pozitif buluyorum. Ama bunu kısa vadede göremeyiz zamana yayılacaktır.”