Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da yabancı medya kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.
'BARIŞ PINARI HAREKATI'NIN İKİ TEMEL AMACI VAR'
Erdoğan şöyle devam etti:
"Suriye halkı Esed'e karşı direnirken Irak'taki DEAŞ belası bu ülkeye de sıçradı. Ardından PKK, PYD ve YPG terör örgütü bindi. Suriyeli 6 milyon kişi ülke dışına gitmişti. Bunun 4 milyonu ülkemize gelmiştir. Barış Pınarı Harekatımızın iki temel amacı vardır. Biri PKK/YPG terör örgütünü sınırlarımızdan uzaklaştırmaktır. İkincisi de ülkemizde yaşayan 3.6 milyon Suriyelinin bir kısmını oluşturacağımız güvenli bölgede iskan etmektir. Münbiç'ten Irak sınırına kadar olan 444 kilometre uzaklığında, 30-35 kilometre derinliğindeki güvenli bölgeye 1-2 milyon Suriyelinin geri dönüşünü planlıyoruz. Avrupa Birliği'nin mali desteğiyle il ve ilçe inşa etmek için biz planlarımızı yaptık."
'İLK 1-2 GÜN BÖYLE BİR BAŞARI GÖSTERECEĞİMİZİ DÜŞÜNMEDİKLERİ İÇİN DÜŞÜK SEVİYEDE TEPKİ KOYDULAR'
Erdoğan'ın açıklamalarının devamında şunlar öne çıktı:
- Bir anda ABD ve Avrupa başta olmak üzere birtakım ülkelerin tavrı değişti. Hatta ABD'nin 20 mil meselesi bir hafta içerisinde yapılmış bir açıklama değil. İlk 1-2 gün böyle bir başarı göstereceğimizi düşünmedikleri için düşük seviyede tepki koydular. Harekatı başaracağımızı görünce tepkiler mantık sınırlarını zorlayan bir aşamaya yükseldi.
- Harekat boyunca 4 askerimiz ile 74 Suriye Milli Ordusu mensubu şehit düştü. Etkisiz hale getirdiğimiz terörist sayısı da 750'yi buldu. Terör örgütü tarafından sınırlarımıza yapılan havanlı saldırıcı neticesinde 20 sivil vatandaşımızı şehit verdik. Sivil kayıplarımız için bizi arayan kimse olmadı. Buna karşılık teröristleri korumak amacıyla birçok açıklama yapıldı. Bunların tarihe kara bir not olarak düşülmesini istiyorum.
'BU HAREKAT NEDENİYLE DEAŞ'IN YENİDEN CANLANACAĞI İDDİASI, TERÖR ÖRGÜTÜ VE YANDAŞLARININ YALANLARIDIR'
- Bu harekat sebebiyle DEAŞ'ın yeniden canlanacağı, yüz binlerce kişilik göç yaşandığı, sivil katliam yapıldığı gibi iddialar terör örgütü ve yandaşlarının yalanlarıdır. Geçtiğimiz çarşamba günü Ankara'da gerçekleştirdiğimiz AK Parti Meclis Toplantısı'nda 'Bu sorunu çözmek istiyorsanız terör örgütünün silahlarını ve malzemelerini bırakıp, tuzaklarını imha ederek güvenli bölge sınırlarından çıkmasını sağlayın' demiştim. Trump, bir heyet göndermeyi tehdit etti. Biz de 'Buyursunlar gelsinler' dedik. Pence ve beraberindeki heyet, bir değil de beş gecelik halini sundu. Biz de bu teklifi tüm yönleriyle müzakere ettik ve 120 saatlik mutabakatı sağladık.
- 13 madde olarak açıkladığımız bu mutabakata göre ABD beş gün içinde teröristlerin güvenli bölge sınırları dışına çıkmasını sağlayacak. 120 saatlik sürenin bitimine kadar teröristlerin ellerindeki silahlar toplanacak, tuzakları imha edilecek. Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri bölgeden ayrılmayacak. Bu işlemler tamamlandıktan sonra güvenli bölgenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kontrolüne bırakılmasıyla harekat sona erecek. Bu sürenin bitimiyle tüm yaptırımlar da ortadan kalkacak.
'ÖNCELİKLİ OLARAK GÖRMÜYORUZ, ANCAK YERİ VE ZAMANI GELDİĞİNDE GEREKENİ YAPACAĞIMIZIN BİLİNMESİNİ İSTERİM'
- Tam bunların yaşandığı gün Sayın Trump'ın siyasi nezaketle bağdaşmayan mektubu medyada yer aldı. Bu doğru değil, ama bizim karşılıklı olan sevgi ve saygımız da bunu sürekli gündemde tutmaya müsaade etmiyor. Bunu öncelikli olarak görmüyoruz. Ancak yeri ve zamanı geldiğinde gerekeni yapacağımızın bilinmesini isterim.
- PYD, PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine müsaade edilmesin. Türkiye olarak tüm çabamız işte bunu sağlamaktır. Değerli arkadaşlar, katılımınız ve ilginiz için sizlere özellikle teşekkür ediyorum. Söz almak isteyen arkadaşlarımız buyursunlar, kendilerine söz verelim.