Toplantıda konuşan Ticaret Bakan Yardımcısı Turagay, "Türkiye'nin Kuşak ve Yol Girişimi'nde Konumlandırılması" raporundan devletin ilgili kurumlarının azami ölçüde faydalanması gerektiğini söyledi.
Kuşak ve Yol Girişimi projesinin, dünya ticaretinin yönünü değiştiren çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Turagay, "Dünya ticaret hacmi 19.7 trilyon dolar, Çin'in toplam ihracatı 2.5 trilyon dolar, ithalatı ise 2.1 trilyon dolar. Çin, dünyanın en büyük ihracatçı ülkesi, aynı zamanda ithalatta ABD'den sonra dünyanın en büyük ikinci ithalatçısı konumunda. Çin, çok büyük bir ekonomik güç olarak hızla ilerliyor. Çin'in 2000'li yıllarda büyümesi 14.2'lere çıkmıştı. Yine aynı yıllarda yıllık büyüme oranları yüzde 10'un üstündeydi. Ancak son 2 yıldır Çin'de de bir yavaşlama görüyoruz" şeklinde konuştu.
Dünya Ticaret Örgütü'nün 2019 için belirlediği yüzde 2.6 büyüme oranını eylülde revize ederek yüzde 1.2'ye çektiğini aktaran Turagay, buradan da dünya ticaretinin gelişim hızının azaldığının anlaşılabileceğini söyledi.
'PROJENİN TEHDİTLERİNİ BİLMELİYİZ AMA FIRSATLARINI DA EN İYİ ŞEKİLDE KULLANMALIYIZ'
"ABD, Çin'e yaklaşık 400 milyar dolar ticaret açığı veren bir ülke. ABD, Çin'e 100 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, 500 milyar dolar ithalat yapıyor. Ticaret savaşının altında yatan asıl sebep mal ticareti değil, teknoloji savaşı. Çin'in meşhur 'Made in China 2025' projesi var. Çin, 'Benim belirlediğim 50 teknoloji sektöründe, ben artık kendime yeterli hale geleceğim ve dünyanın en önemli teknolojik güçlerinden biri olacağım' diyor. ABD, işte buna karşı birtakım önlemler almış durumda. Sonuç olarak, Çin'in hızlı büyüyen bir yapısı var ama son zamanlarda ticaret savaşlarının da etkisiyle Çin'in büyüme hızının azaldığını görüyoruz."
Tek Kuşak ve Yol Girişimi projesiyle Çin'in amacının, etki alanını geliştirmek ve dünyayla daha fazla entegre olabilmek olduğunu vurgulayan Turagay, "Türkiye, bu projenin içerisinde olmalı. Çünkü Türkiye; lojistik, verimlilik, jeostratejik ve jeopolitik konumu itibarıyla dünyanın merkezinde bir ülke. Biz bu projenin tehditlerini bilmeliyiz ama fırsatlarını da en iyi şekilde kullanmalıyız. Bu rapor onun için çok önemli." ifadelerini kullandı.
'İSTANBUL HAVALİMANI ÖNEMLİ BİR MERKEZ OLMALI'
"Biz bu projenin ortasında konumlanmış durumdayız. Bakü-Tiflis-Kars demir yolumuz var. Kars-Edirne demir yolu devreye giriyor. Marmaray'ı yaptık, dünyanın en büyük havalimanından biri olan İstanbul Havalimanı'nı devreye aldık. Burayı dünyanın önemli bir kargo merkezi yapmayı arzuluyoruz. Tek Kuşak ve Yol Girişimi projesinde İstanbul Havalimanı önemli bir merkez olmalı."
Projenin kapsadığı ekosistem içerisinde yer almanın önemli olduğuna dikkati çeken Turagay, "Bu sistem içerisinde yer alabilmemiz için daha fazla yatırım çekebilmemiz lazım. Çin bir anlamda, 'Ben düşük ve orta teknolojiden yavaş yavaş çıkacağım, yüksek teknolojiye geçeceğim' diyor. Made in China 2025 de bunun temelleri ortaya koyuyor. Türkiye, Çin'in boşalttığı alanlara yatırım yapmalı ve yabancı yatırımcıları da ülkeye çekmesi lazım. Bütün amacımız ve gayretimiz bunun için olacak. Türkiye çok büyük potansiyele sahip bir ülke." diye konuştu.
Türkiye'nin, dünya ticaretinde sürdürdüğü köprü görevini kaybetmemesi gerektiğini vurgulayan Turagay, "Çünkü alternatif rotalar da var. Bu alternatif rotalarda Türkiye dışlanmamalı, bu anlamda yatırımlar yapmalıyız. Bizim Mersin ve İskenderun limanımız var. Buralarda gerekli lojistik merkezlerini oluşturmalıyız. İyi bir strateji hazırlamalıyız. Biz bakanlık olarak çalışıyoruz." dedi.
Proje kapsamında toplam yatırımın 1 trilyon dolara ulaşmasının beklendiğini aktaran Turagay, DEİK öncülüğünde hazırlanan raporun Türkiye ve ilgili kurumlar açısından çok büyük farkındalık yaratacağını söyledi.
'VW YATIRIMINDA OLUMSUZLUK GÖRMÜYORUM'
"VW, şu anda yatırımı durdurmuş durumda değil. Bunu net bir şekilde ortaya koyalım. VW yatırımı devam edecek. Şirket kuruldu biliyorsunuz. Bir 'on hold'a (beklemeye) alınmış durumda, o da mevcut konjonktürden kaynaklanan bir şey. Bununla ilgili sürekli spekülasyonlar çıkarılması da aslında hoş değil. Sonuçta şirketin yönetim kurulu bir karar almış. O karar çerçevesinde şirket de kurulmuş, gerekli adımlar da atılacak. Ben orada bir olumsuzluk görmüyorum."