Resulayn ve Tel Abyad'a atfen, "İki büyük kent temzilendi" diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu, uluslararası hukuk ve anlaşmalar ile Birleşmiş Milletler kararlarının operasyonlar için hukuki zemini oluşturduğunu belirtti.
Türkiye için önemli olanın bölgedeki YPG/PKK varlığı olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Bu bir etnik temizlik değildir, bu terörle mücadele operasyonudur" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, ülkenin ya da bölgenin demografisini değiştirme çabası değildir. Demografiyi değiştiren YPG/PKK'dır...Bir kara propaganda yürütülüyor. Ancak iddialar ne olursa olsun incelenmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda çok hassas.
'TEK BİR SİVİL BİLE ETKİLENMEDİ'
"Kimse sivillere saldırdığımızı söyleyemez. İnsani konular konusunda kimse bizden daha hassas değil. Operasyonumuz sınırlı ve ölçülü. Sadece ve sadece teröristleri hedef alıyoruz. Elimizde yeterli istihbarat var. Nerede olduklarını biliyoruz. Operasyonlarda tek bir sivil etkilenmedi.
"Bu terör örgütü ABD'yi, Rusya'yı, rejimi kullanıyor. Son derece çıkarcılar. Kendi çıkarları için herkesi kullanabilirler."
'RUSYA BİZE PKK VE YPG'NİN SINIRIN KARŞI TARAFINDA OLMAYACAĞI SÖZÜNÜ VERİYOR'
"Rusya Şam ve Ankara arasında mesajları iletiyor" diyen Çavuşoğlu, "Eğer Rusya YPG unsurlarını Suriye ordusu eşliğinde bölgeden çıkartırsa buna karşı çıkmayız" ifadelerini kullandı.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın ülkeyi birleştiremeyeceğini düşündüklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Astana süreci garantörü olarak diğer taraflarla da görüşüyoruz. Rusya ve İran rejimin garantörü, biz ise muhalefetin garantörüyüz. Anayasa Komitesinin Cenevre'de çalışmalarına başlaması çok önemli" dedi.
'YPG'NİN SERBEST BIRAKTIĞI TERÖRİSTLER BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA OLAMAZ'
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Barış Pınarı Harekatı sırasında 1000'den fazla IŞİD'linin tutulduğu hapishanelere ulaşıldığına tek bir IŞİD'linin olmadığını söyledi, "Çünkü PKK/YPG hepsini serbest bırakmıştı" dedi ve ekledi:
"YPG'nin serbest bıraktığı teröristler bizim sorumluluğumuz olamaz."
Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sadece daha fazla bölgeyi elde edebilmek için IŞİD'le savaştılar. Rakka'yı unuttunuz mu? Rakka'da IŞİD'lileri otobüslere bindirip gönderdiler.
"Irak haricinde hangi ülke 4 binden fazla IŞİD'li öldürdü? IŞİD bizim için bir tehdit onları nasıl serbest bırakırız?
"Geride bırakılan kadın ve çocukları ise rehabilite etmemiz gerek. Bu konuda birlikte çalışmalıyız. Bu konuda ortak sorumluluğumuz var."
'KAPILARI AÇARIZ' SÖYLEMİ TEHDİT DEĞİL'
Çavuşoğlu, "Ama şimdi AB bu güvenli geri dönüşe yardım etmeyeceğini söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise buna yardım etmeyeceklerse bu kişileri kendi ülkelerine alabileceklerini ifade etti" diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Başkanı Donald Trump'ın 9 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği mektupla ilgili olarak ise "ABD'nin mektubuna veya söylemine yanıtımızı verdik. Cumhurbaşkanı Erdoğan teröristlerle müzakere edilemeyeceğini söyledi. Dün Başkan Trump PKK'nın IŞİD'den kötü olduğunu söyledi. Bizim için ikisi arasında bir fark yok" dedi.
ABD ile güvenli bölgeyi birlikte oluşturmak istediklerini ancak sonuca ulaşamadıklarını hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu süreç devam ederken dahi YPG/PKK'ya silah yardımı devam etti" ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANI YA DA AİLESİNE YAPTIRIM OLURSA ZİYARETİN MANASI OLMAZ'
Çavuşoğlu mülakatta ayrıca şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı Trump'ı bilgilendirdi. Trump sadece IŞİD ve IŞİD'lilerin tutulduğu kampları sordu. Erdoğan operasyon bölgesindeki IŞİD'lilerin sorumluluğunu Türkiye'nin üstleneceğini ifade etti.
Trump'ın hangi tweetini takip etmeliyim? 5 dakikada farklı bir tweet atabiliyor. Biz kimseden yeşil ışık yakmalarını istemedik. Onlarla birlikte çalışmak istedik ancak maalesef yükümlülüklerini yerine getirmediler.
Ulusal güvenlik konuları en önemli önceliğimiz. Açık konuşmak gerekirse yaptırımlardan çekinmiyoruz. Eğer teröristleri bugün temizlemezsek gelecekte sınırın ötesinde oluşacak tabloyu ortadan kaldırmak daha zor olabilir. O yüzden bu konu bizim için yaptırımlardan daha önemli.
Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı davet etti ve Erdoğan da bu daveti kabul etti. Eğer Cumhurbaşkanı ya da ailesine yönelik bir yaptırım olursa ABD ziyaretinin bir manası olmaz."