"Performans artırıcı, enerji yüklü" diye satılan çikolatalarda ve kahvelerde sildenafil, tadalafil gibi birçok ilaç hammaddesi tespit edildiği belirtildi.
Bu maddeyi içeren ürünlere ulaşmak ise çok kolay. Bunları üreten firmalara verilen ceza bu yıl 22 bin 742 lira. Firmaların elde ettikleri kazançların ise bu cezanın çok çok üzerinde olduğu , caydırıcı olması için hapis ya da ticaretten men gibi önlemlerin etkili olabileceği bildiriliyor.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Şenyurt, "Listede bulunan ilaç etken maddelerinden biri de Sildenafil. Bunlar enerji içeceklerinde, çikolatalarda yine performans artırıcı ürün olarak sunulmakta ve halkın çok rahat ulaşabileceği satış noktalarında yer alıyor. Son derece tehlikeli" dedi.
'GIDA DENETİMLERİ YETERLİ DEĞİL'
Üretici firmaların yeterince denetlenmediğini ifade eden Şenyurt, şunları söyledi:
"5996 sayılı kanun kapsamında gıda denetimi, Kamu denetimi gıda hilelerinin önüne geçmek için çok önemli. Bunların frekanslarının artırılmasını biz öneriyoruz. Şu anda 675 bin civarındaki kayıtlı onaylı işletmeleri, 6 bin 800 civarında teknik personel denetliyor. Ve ortalama yılda 1 kez bir işletmenin denetleniyor olması bu sayının yetersiz olduğunu gösteriyor. Yapılan tespitlerde farklı gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş yapılan firmalar, belli aralıklarla bakanlıkça yayınlanıyor. Bu bir parça caydırıcı etki yapabiliyor ancak yapılan incelemeler gösteriyor ki aynı firmalar isim değiştirerek bu hatayı, bu yanlışı yapmaya devam ediyorlar. Bu da gösteriyor ki uygulanan cezai yaptırımlar yeterli değil. Cezai yaptırımların da artırılması son derece önemli" şeklinde konuştu.
SİLDENAFİL MADDESİ ÖLÜME GÖTÜREBİLİR
'BU TÜR ÜRÜNLERE ULAŞIM ÇOK KOLAY'
Taklit, tağşiş yapan firmalara verilen cezaların caydırıcı olmadığını dile getiren Şenyurt, şöyle konuştu:
Bu konuda çok titiz davranmak lazım. Gelişi güzel, her yerden ulaşabiliyor insanlar bu tür ürünlere. Kamu denetimi bu konuda belli ki sıklaştırılmış. Daha da sıkılaştırılmalı ve bunlar zaten halkın sağlığını tehdit ettiği için, bu ve benzer ürünlerde yapılan tespitlerde, üretici firmalar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunularak bunlarla ilgili yasal işlem yapılmakta. Diğer taklit tağşiş ürünlerde ceza sadece para cezası olarak karşımıza çıkıyor. Bu yıl enflasyon oranının da artırılmış haliyle 22 bin 742 lira şu anda uygulanan ceza. Zaten kötü niyetli olan, haksız kazanç elde eden bu cezayı göze alarak bu işe giriyor. Çünkü elde ettiği kazanç zaten bu cezanın çok çok üzerinde. Dolayısıyla bu cezayı göze alarak üretime devam eden firmalar var. Bunlarla mücadele etmek lazım. Cezaları caydırıcı hale getirmek lazım. Belki hapis cezası, belki ticaretten men cezası gibi farklı seçenekler olabilir. Şu anki cezaların caydırıcı olmadığını açıkça söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
'YILDA 320 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDİYOR'
Gıdaya bağlı hastalıkların önüne geçmenin önemini vurgulayan Şenyurt, Yılda 600 milyon insan dünya genelinde gıdaya bağlı hastalıklarla karşılaşıyor. 200'ün üzerinde tanımlanmış gıdaya bağlı hastalık var. Bunların bir kısmının ölümle sonuçlanan etkileri olduğu gibi hafif atlatılan sağlık sorunları da bunların içerisinde ve yılda 320 bin kişi hayatını kaybediyor. Ülkemizde de geçtiğimiz yılda hatta bu yıl, sahte içkiden ve yedikleri yemekten zehirlenerek ölen insanlar hala duyuyoruz. Bu tür olayların önüne geçmek için bilinçli olmak zorundayız" dedi.
Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Başkanı Saydan yaptığı yazılı açıklamada, içeriğinde ilaç etken maddesi belirlenen takviye ürünlerin ölümcül tehlikeleri bulunduğuna dikkati çekerek, "Vatandaşın yediği çikolatalarda, içtiği kahvelerde, aldığı gıda takviyelerinde ilaç etken maddelerinin bulunabiliyor olmasıyla halk sağlığı ciddi bir tehdit altındadır. Bu durum neden engellenemiyor?" ifadesini kullandı.
Bu tür ürünlerin internet ortamından kontrolsüzce satın alınabileneceğini belirten Saydan, "Sildenafil ve sibutramin gibi maddeler ilaçtır ve bunlar rastgele satılamaz. Eczacılar olarak, bitkisel ürün adı altında toplanan gıda takviyelerinin kontrolsüzce her ortamda satılmasını, hayret ve üzüntüyle takip ediyoruz. " değerlendirmesinde bulundu.
Halkın sağlığını bozan, kişilerin hayatını kaybetmesine neden olan bu tür ürünlerin sadece eczanelerde ve eczacı kontrolünde satılması gerektiğine işaret eden Saydan, "Bir ürüne ilaç şekli verilmişse, dozu belirlenmiş veya ilaç etken maddesi katılmışsa izni ve kontrolünün Sağlık Bakanlığında, satışının ise eczanelerde olması gerekir." açıklamasını yaptı.
'ÜRÜNLERİN İÇERİKLERİNE BAKMIYORUZ'
Bazı vatandaşlar da aldıkları ürünlerde denetimlerin yetersiz olduğunu dile getirdiler. Murat Akın, Yeterli denetim de yok. Biz de dikkat etmiyoruz zaten. Bakmıyoruz. Ezbere alıyoruz" şeklinde konuştu.
Özellikle enerji içeceklerini kalp rahatsızlıklarına yol açması nedeniyle tüketmediğini dile getiren 10 yıldır İstanbul’da yaşayan Ukraynalı Viktor Cherepakha, "Açıkçası ben alışveriş yaparken ürünlerin içeriklerine bakmıyorum ama tahmini hangi ürünün nasıl işe yaradığını biliyorum. Şahsen enerji içeceği mesela almıyorum. Çünkü enerji artırıcı bir şey yani, kalbin çalışma hızını artırıyor ve bu sağlıklı bir şey değil. O yüzden pek tüketmemeye bakıyorum. Çikolata pek düşündürmedi açıkçası daha önce bunu" ifadelerini kullandı.
Satın aldığı gıda ürünlerinin içeriğini incelemediğini ifade eden Nihat Eren ise, "Genelde onlara bakmıyoruz. Ben Türk malı olup olmadığına bakıyorum açıkçası. O bahsettiğiniz konulardan da pek fazla bilgimiz yok. İçeriğine de bakmıyoruz. Baktığımızda da çok fazla bir şey anlamıyoruz" dedi.