Rus parlamentosunun alt kanadı Devlet Duması Bağımsız Devletler Topluluğu Komitesi’nin uzmanı, ‘Vostok’ dergisinin politika bölümü başkanı Karine Gevorgyan, Türkiye ve Suriye arasında 1998’da imzalanan Adana Anlaşması’nın halen geçerli olduğunu, anlaşmaya göre iki ülke sırında Türkiye için tehdidin oluşması durumunda Türkiye’nin orada askeri operasyon düzenleme hakkına sahip olduğunu hatırlattı.
Gevorgyan, "Türkiye’nin Astana sürecine dahil edilmesi meşruiyeti tam da Adana Anlaşması ile de bağlantılı. ABD’nin Suriye’deki varlığı yasadışıyken Türkiye, Suriye’ye girme ve orada askeri operasyon düzenleme hakkına sahip. Yani Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’nde söyleyecek sözü var, elinde kozlar var" ifadelerini kullandı.
ABD’nin Barış Pınarı Hareketi ile ilgili duruşunu değerlendiren Rusya Halklar Dostluğu Üniversitesi Stratejik Araştırmalar ve Tahminler Enstitüsü Direktör Yardımcısı Nikita Danyuk, “Amerikalılar, Türkiye’nin askeri savunma politikası ve enerji projeleri bağlamında daha uyuşkan olacağı umuduyla biraz tavizde bulunarak birliklerini tahliye etti. Ama henüz umduğunu bulamıyor. Sonra neler olacağını zaman gösterecek” yorumunda bulundu.
‘KÜRT SORUNU, TÜRKİYE’Yİ RUSYA VE İRAN’LA ARASINI BOZMAK İÇİN RAHAT BİR YOL’
Duma Bağımsız Devletler Topluluğu Komitesi üyesi Konstantin Zatulin, halihazırda ABD-Türkiye ilişkilerinin, başta Ankara’nın Astana sürecine dahil olması nedeniyle birçok konuda son derece gergin olduğunu belirterek, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“Amerikalılar rahatsız ve Türkiye’nin NATO’nun uysal üyesi olmadığını, yanlış yerden yanlış teçhizat aldığını söylüyor. ABD diplomasinin tüm stratejisi şu anda Astana sürecini bozmaya, Türkiye’yi Rusya ve İran ile ittifaktan çıkarmaya odaklı. Suriye’deki Kürt sorunu, tutarsızlığı nedeniyle Amerikalılar için tüm tarafların arasını bozmak için çok rahat bir yöntem ve burada oldukça tutarlı hareket ediyorlar. Diğer herkesin arası bozulsun, onlar da tüm bunları yüksek tepeden izlesin diye birliklerini tahliye ediyorlar”.
ABD dışında Avrupa Birliği’nin tüm 28 üyesinin Barış Pınarı Harekatı’nı sert dille eleştirmesini ve Türkiye’nin buna tepkisini değerlendiren Rus politika uzmanı Sergey Stankeviç, şu ifadeleri kullandı:
"Türkiye, Avrupa Birliği’nin ona yönelik gerçek, tüketici tutumunu anladı ve Avrupa Birliği’ne katılma hayalini sonsuza kadar kalbine gömdü. Tam da bu yüzdendir Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa’ya haddini bildirdi, tehditler, talepler ve kınamalar politikasına son vermemeleri durumunda Türkiye’nin sığınmacı akınını önünden çekileceğini, sınırlarını açacağını söyledi, bu durumda milyonlarca Suriyeli Avrupa şehirlerini dolduracak."