Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yapmayı planladığı operasyon konusundaki kararlılığı tüm dünyanın gözlerinin bu bölgeye ve Türkiye’ye çevrilmesine neden oldu. AB ülkeleri ve ABD’nin yapılacak olası operasyon konusunda birbiri ardına gelen demeçleri Türk kamuoyunda da tartışmalara yol açtı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın alışılagelmiş diplomatik üslubun dışına çıkarak attığı mesajlar ve hemen ardından gelen Türkiye’yi öven tarzdaki yorumları kafaları karıştırdı. Başkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Sezgin Mercan, Başlangıç Noktası programında Trump’ın kendi kamuoyuyla da arasının iyi olmadığını dile getirirken bir yandan o alanı sakinleştirici mesajlar atmasının doğal olduğunu vurguladı. Mercan, Türkiye’nin tezlerini salt Trump üstünden savunmasının yetersiz olacağını, ABD bürokrasisi ve senatörleri de ikna etmesi gerektiğini söyledi:
‘TRUMP BİZİ KÜSTÜRMEMEK İÇİN DURUŞ SERGİLEDİ’
Konuyu ABD iç siyaseti bağlamında da değerlendirmek lazım Trump’ın da eleştirildiği bir konu bu. Trump onlara cevap vermek ve bizi küstürmemek için bir duruş sergiledi. Önce sert açıklama duyduk. Ardından NATO müttefikliğini hatırlatır şeklinde bir açıklama geldi. İşin bir de yerel dinamikler anlamında bir boyutu var Kürtler üstünden giden süreç. Türkiye bir manevra yapıyor bunun sonuçları ne olacak, sorumluluk devri anlamında bir açıklama geldi. Bu sorumluluğun sonuçları ne olacak ona bakmak lazım. Bir de Türkiye’nin Akdeniz politikalarından tutun Suriye’ye kadar yoğun eleştiri var. Türkiye’nin kendini ifade etmeye çalıştığı bir tablo var. Türkiye’nin desteklendiğini göremiyoruz. Bu süreçte yönetilecek bir tablo var. Bazı şeyler çok kestirilebilecek gibi değil. Türkiye’nin hassasiyeti terör unsurlarını ortadan kaldırmak. Yeni tehditler de ortaya çıkabilir.
‘TERÖR TANIMLARIMIZ HALA ÇOK FARKLI’
Öyle bir noktaya geldi ki iş, uluslararası medyada Kürt Türk savaşı konuşulmaya başlandı. Bu uluslararası kamuoyuna etki ediyor ama kırılması zor bir yargı. Orada terör unsurlarını ortadan kaldırmak bizim önceliğimiz. Teröre bulaşmamız Kürtlerle sorunumuz yok. Ama bu yargıyı kırmak zor. Rum medyasında inanılmaz söylemler var, Fransa ve İtalya bunları destekliyor. AB ile de bu anlamda gerek Akdeniz’deki gelişmeler gerekse Suriye konusunda gerginlik var. AB’den temkinli açıklamalar geldi. İş çatışmaya gitmesin operasyon sınırlı olsun deniyor. Tanımlarda ayrışma var. Daha başta bizim terör tanımıyla ABD ve AB ülkelerinin terör tanımları farklı. Bu anlaşmazlığın pratiğe yansıttığı bir tablo var. Herhangi bir görüşmede bu AB tarafında dillendiriliyor. Ama mülteci krizi olduğu için bir yandan da işbirliği yapılıyor.
Irak ile beraber düşündüğümüzde orada bir devletçik mi oluşuyor gibi sorular var bizim kafalarımızda. Suriye’de Türkiye’nin karşısında birçok farklı güç var. Türkiye bölgesel güç olarak bir hassasiyet yaratıyor. Bir bölgesel gücün hassasiyetleri karşılanmalı. Bu gibi yapısal koşullar var ilişkileri değerlendirirken. Şu an Suriye meselesi bunun test edildiği bir örnek oldu. Kürese güçler bölgesel güçleri görmezden gelemez ama her istediğine de veremezler. Bölgede hedeflenen ne hem ABD hem de Türkiye için. Mesela tartışmalardan biri de Kürtlerin bunu bahane ederek daha da Türkiye’ye yaptığı saldırıları artırıp artırmayacağı. IŞİD’e karşı onlara verilen silahlar ve bir oluşum var. Ortada boşluk bırakılırsa onlar bize karşı harekete geçer mi yerel aktörler arasındaki geçişkenliklere bakılmalı.
‘IŞİD HALA TEDİRGİN EDİCİ BİR HUSUS’
Bölgede kalan IŞİD’çiler ciddi bir sorun. Tedirgin edici bir husus. Bunun siyasi ve mali anlamda yükleri olacak. Bu görüşmede bunlarla ilgili bir netleşme olabilir. Geri alma meselesinde Avrupa buna istekli görünmüyor. ABD’nin yapamadığını maliyetli gördüğü sorunları Türkiye nasıl karşılayacak? IŞİD teröristleri başka nereye gönderilecek? Yeni bir cephe mi ortaya çıkar gibi sorular kafaları kurcalıyor. Her ne kadar PKK’lı teröristleri ortadan kaldırmak için gitsek de ABD operasyonun hedefini IŞİD ile mücadele olarak koydu. Oradaki hücre yapılanması da büyük bir sorun. Bir yandan da yerel güçler var. Türkiye Özgür Suriye Ordusu ile hareket etmeyi planlıyor. Ama onlarla mı ilerlenecek… Bu da bir tartışma konusu olarak masada duruyor.”