"Donald Trump bir Başkomutan değildir. Bilgi edinmeden, görüş alışverişi yapmadan düşüncesizce kararlar veriyor. Askeri personeli hiçbir destek olmadan tehlikeye sokuyor. Esip gürlüyor ve sonra hasımlar onun blöfünü gördüğünde ya da sert çıkan bir telefon görüşmesiyle karşılaştığında müttefiklerimizi korunmasız bırakıyor."
Donald Trump is not a Commander-in-Chief. He makes impulsive decisions with no knowledge or deliberation. He sends military personnel into harm’s way with no backing. He blusters and then leaves our allies exposed when adversaries call his bluff or he confronts a hard phone call.
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"Trump'ın Erdoğan'la konuşmasının ardından Beyaz Saray'ın bu gece yaptığı açıklama, sahada olan biteni zerrece anlamaktan tümüyle yoksun olduklarını gösteriyor. 'ABD' elinde herhangi bir IŞİD esiri tutmamaktadır. Onların hepsi Trump'ın Türkiye'nin masasına servis ettiği Demokratik Suriye Güçleri'nin (DSG) elindedir."
The WH statement tonight on Syria after Trump spoke with Erdogan demonstrates a complete lack of understanding of anything happening on the ground. The “United States” is not holding any ISIS detainees. They are all being held by the SDF, which Trump just served up to Turkey. pic.twitter.com/vYr7j0q6mR
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarının IŞİD'in dirilişinin çekirdeğini barındırdığı uyarısını yaptığı Hol Kampı'ndaki 60 bin esiri idare etmeye Türkiye'nin ne niyeti ne arzusu ne de kapasitesi var. Tersine inanmak ulusal güvenliğimizle pervasızca kumar oynamaktır. Arka planı şurada: https://thesoufancenter.org/wp-content/uploads/2019/09/FTF-Open-Letter.pdf"
Turkey has neither the intent, desire, nor capacity to manage 60k detainees in al Hol camp, which State and DoD IGs warn is the nucleus for a resurgent ISIS. Believing otherwise is a reckless gamble with our national security. Background here👇 https://t.co/7e20rUa4Sk
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"Türklerin teklif ettiği 'güvenli bölge', Türkiye'nin sınırını Suriye'nin içine 30 km yayacak, buna Hıritsiyanların, Kürtlerin ve diğer savunmasız azınlıkların yaşadığı bölgeler dahil. Diplomatlarımız erken davranıp böyle bir yıkımı önlemeye yönelik bir plan üzerinde çalışıyordu. (ABD Dışişleri Bakanı) Mike Pompeo nerede?"
The Turkish proposed “safe zone” would effectively extend Turkey’s border 30km into Syria, including areas of Christians, Kurds, and other vulnerable minorities. Our diplomats were working on a plan to forestall such a debacle. Where’s Pompeo?https://t.co/t2EMqoTqHk
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"Aslında ABD'li yetkililer DSG'ye bir 'güvenlik mekanizması' planı imzalattı. Bu plan kapsamında Türkiye'nin sınırötesine geçmesinin önüne geçeceği gerekçesiyle sınırın Suriye tarafındaki tüm savunma bariyerleri kaldırıldı. ABD'nin Avrupa Komutanlığı EUCOM bunu tam da dün açıkladı. Trump bu planla ilgili hiç bilgilendirilmiş miydi?"
Indeed, US officials signed the SDF up to a “security mechanism” plan by which it removed all defensive barriers on the Syrian side of the border to forestall a Turkish incursion. EUCOM issued this just yesterday. Was Trump ever even briefed on this plan? https://t.co/0SGOfRDvek
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"Politikayı ben idare ederken Trump benzeri bir düşüncesiz karar almıştı. Bunun üzerine istifa ettim, bununla ilgili yazdığım makaledeki her sözün arkasındayım. Bu gece bunun üzücü bir yeniden gösterimi yaşandı, ama daha da beteri gibi gözüküyor, çünkü aradan geçen zamanda ABD'li yetkililer DSG'yi kalmayı planladığımıza ikna etmişti."
Trump made a similarly impulsive decision when I was managing the policy. I resigned over it and stand by every word in this op-ed. Tonight is a sad replay but seems even worse as US officials had since convinced the SDF that we planned to stay. https://t.co/LL7Jaf2CIB
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"ABD'nin dış politika yelpazesinin özünde benzer bir kusur var: Minimalist bir başkan için maksimalist hedefler ile olguları değerlendirmek, seçenekler geliştirmek veya acil durumlara hazırlanmak süreçlerinin yokluğu birleşiyor. Personelimiz en ufak anlaşmazlık anında açıkta kalıyor."
There’s a similar defect at the core of US foreign policies across the board: maximalist objectives for a minimalist president combined with no process to assess facts, develop options, or prepare contingencies. Our personnel are left exposed at the slightest moment of friction.
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
"Uzun lafın kısası: Trump bu gece yabancı bir liderle bir telefon görüşmesinin ardından Rusya, İran ve IŞİD'e hediye vermiştir."
Bottom line: Trump tonight after one call with a foreign leader provided a gift to Russia, Iran, and ISIS. FWIW, I warned of this here in @ForeignAffairs — and recommended alternatives given the hard realities on the ground and in this White House. https://t.co/QHYzI7dgEi
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019
Trump'ın "ABD'nin yıllar önce Suriye'de 30 gün durması gerekiyordu. Biz kaldık ve görünürde amacı olamayan bir muharebeye git gide daha derinden battık. Ben Washington'a geldiğimde, IŞİD bölgede gemi azıya almıştı. IŞİD halifeliğini çarçabuk yüzde 100 yenilgiye uğrattık" tweetine, McGurk şu yanıtı verdi:
"Sayın Başkan: Kusura bakmayın ama bunlardan hiçbiri doğru değil. Size tarihi nitelikte hayat-memat kararları vermeniz öncesinde uzmanlarınız ve politika ekibinizle toplantılar yapmanızı tavsiye ederim. Yabancı bir liderle tek bir telefon konuşmasının ardından böyle kararlar vermek, görevi kötüye kullanmaktır. "
Mr. President: With all due respect, none of this is true. I’d recommend having meetings with your experts and policy team before making historic life-and-death decisions. Making such decisions after a one-off call from a foreign leader is malpractice. https://t.co/MtBp5PM88H
— Brett McGurk (@brett_mcgurk) October 7, 2019