TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde AK Partili Atay Uslu başkanlığında oluşturulan Göç ve Uyum Alt Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Alt Komisyon Başkanı Uslu, yeni yasama yılının ilk toplantısında planladıkları çalışma programına ilişkin de bilgi verdi.
‘REDDEDİLEN YUNANİSTAN ZİYARET TALEBİ YENİLENECEK’
Komisyon tutanaklarına göre Alt Komisyon Başkanı Atay Uslu, Yunanistan’da özellikle Yunan adalarında mülteci kamplarında ciddi sıkıntıların olduğunu kamuoyundan öğrendiklerini belirterek, geçen yıl Yunanistan’a ziyaret için talepte bulundukların ancak bunun kabul edilmediğini söyledi.
'FİRMALAR SURİYELİ ÇALIŞTIRMAK İSTEMİYOR ÇÜNKÜ…'
Komisyonda TOBB yetkilileri ise AB tarafından finanse edilen "Mahir Eller" projesine dair bilgi verdi. TOBB yetkilileri, Türk ve Suriye vatandaşı kişilerin istihdamına yönelik projeyi anlatırken, firmaların, düşünülenin aksine Suriyeli istihdamına olumlu bakmadıklarını belirtti.
TOBB adına projenin takım liderliğini yapan Fatma Şenay Akyıldız, işverenlere neden Suriyelileri işe almayı tercih etmediklerini de sorduklarını ifade ederek, şunları söyledi.
'ARTIK SURİYELİLER DE KAYITLI ÇALIŞMANIN ÖNEMİNİN FARKINDA'
Akyıldız, Suriyelilerin de artık ‘sigortalı iş’ istediklerini vurgularken, “Ama bir yandan Suriyelilerle konuştuğumuzda da şunu öğreniyoruz: Artık onlar da kayıtlı çalışmanın önemli olduğunun farkında, bu yüzden işe girdikleri zaman ya da mevcut işverenlerinden onların sigorta yapılmasını talep etmeye başladıklarını görüyoruz. Bunun da aslında bir fırsat eşitliği sağlamak için ya da Türk vatandaşlarından gelen tepkileri minimize edebilmek için önemli bir bilinç düzeyi olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
'CHP’Lİ AYDINLIK: AKŞAMLARI BİR TANE URFALI BULAMAZSINIZ, KORKUDAN GİDEMİYOR'
Alt Komisyonun CHP’li üyesi Şanlıurfa Milletvekili Aziz Aydınlık ise, 35 yıllık imalatçı olduğunu belirterek, Şanlıurfa’da bu sektörde herkesin işçi çıkardığını, bu aşamada da çalıştırmak için yöre insanın tercih edildiğini anlattı.
Aydınlık, “Çünkü çevrende yetiştirilmiş elemanların var, yetiştirdiğin insanlar ve yetiştirdiğin insanlarla çalışıyorsun. Diyelim bende 30 kişi çalışıyorsa 35’e çıkarsam bunun 3 tanesini Suriyeli alabilirim ama 30’u 25’e düşürdüğüm zaman bunu çıkarma şansı çok kısıtlı oluyor. O nedeni var ama kayıt dışı çalışan var yani kayıt dışı bizde de, herkeste çalışan var” dedi.
Komisyona bilgi veren TOBB ETÜ Üniversitesi Sosyal Politikalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Başak Yavçan ise Türkiye kamuoyunda Suriyelilerle ilgili algıyı değerlendirdi. "Türk halkıyla yaptığımız kamuoyu anketlerinde Suriyelilere yönelik tutumun gitgide negatife döndüğünü görüyoruz” diyen Dr. Yalvaç şunları söyledi:
‘ÜLKESİNE DÖNMEK İSTEYEN SURİYELİLER AZALIYOR, KALICILIK ARTIYOR’
“’Kesinlikle dönmek isterim, Suriye’de savaş biterse istediğim rejim olmasa da dönerim.’ diyenler yüzde 9’dan yüzde 5’e inmiş. ‘Hiçbir koşulda geri dönmem.’ diyenler yüzde 26’dan yüzde 33’e çıkmış. ‘Suriye’de savaş devam etse de dönerim.’ diyenler yüzde 11’den yüzde 5’e düşmüş. Dolayasıyla genel bir dönüş konusunda herkes ‘Dönerim.’ diyor ama ‘Hangi koşullarda dönersin.’ diye sorduğumuzda, gördüğünüz gibi, ancak hayalindeki rejim olursa döneceğini söylüyor. Herkesin de hayalinin farklı olduğunu göz önüne alırsak bunun çok da gerçekçi bir hedef olmadığı karşımıza çıkıyor. Her geçen sene daha da azalıyor bu. Dokuzuncu senesine girdik krizin. Dünyadaki bütün örneklerden görüyoruz ki biz, beşinci yılı aştıktan sonra dönme eğilimleri çok ciddi bir düşüşe… Kalıcılık eğilimleri artıyor. Dönmek isteyenlerin sayısı azaldı geçen seneye göre. Kalıcılık kesinlikle arttı. Bu genel yaptığımız kamuoyu anketlerinde de böyle görünüyor, TEPAV’ın işverenlerle yaptığı anketlerde zaten geri dönmek isteyen çok az çünkü işini gücünü burada kurmuş. Dolayısıyla bu konuda geliştirilen politikalarda mutlaka bunun göz önünde olması lazım.”
‘SURİYELİLER TÜRKLERLE İŞ ORTAĞI OLMAK İSTEMİYOR’
İş ortağı olma konusunda niye bu kadar direnç olduğunu da sorduklarını kaydeden Yavçan, “Bunu Suriyelilere sorduğumuzda, genelde Suriyelilerin ilk geldiğinde Türkiyeli iş adamlarıyla yaşadığı olumsuz tecrübelere dayandırdıklarını görüyoruz. O yüzden orada bir direnç olduğunu görmekteyiz. Yani yakın arkadaş olmaya bile çok daha sıcak bakıyorlar iş ortağı olmaktansa” dedi.
‘ÇALIŞANLAR KENDİLERİNİ TÜRK HALKINA ÇOK DAHA YAKIN HİSSEDİYOR AMA…’
Çalışanların kendilerini Türk halkına çok daha yakın hissettiğini gördüklerini de vurgulayan Dr. Yavçan, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘MEDYANIN DİLİ SİYASETTEN ÇOK DAHA NEGATİF’
Suriyelilere ilişkin insani boyutun çok iyi anlatılması gerektiğini dile getiren Yavçan, "Medyanın da dili çok önemli ve hiç de olumlu bir dille karşı karşıya değiliz biz. Siyasetten çok çok daha negatif yani daha olay siyasallaşmadan önce medyada biz çok negatif şeyleri görüyorduk. Bizim çok önemsediğimiz bir şey insan yüzü, insani yönü konunun ve hep çok az sayıda gerçek bir insan yüzü, gerçek bir insan hikâyesi anlatılarak konunun anlatılması yani insanileştirilmesi konunun çok az gördüğümüz bir şey” dedi.