İletişim Başkanı Altun, Türkiye-Malezya-Pakistan ortak televizyon kanalı projesine ilişkin Anadolu Ajansı'nın (AA) sorularını yanıtladı.
Türkiye, Pakistan ve Malezya BM Genel Kurulu sırasında gerçekleştirilen toplantıda ortak televizyon kanalı kurma kararı alındığını açıkladı. Bu kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Birleşmiş Milletler (BM) 74. Genel Kurulu marjında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Malezya Başbakanı Sayın Mahathir Muhammed ve Pakistan Başbakanı Sayın İmran Han tarafından Türkiye-Malezya-Pakistan üçlü toplantısı gerçekleştirildi. Bu toplantıda üç ülke tarafından İslam karşıtlığı ile mücadele etmek için İngilizce yayın yapacak ortak bir televizyon kanalı kurulması kararlaştırıldı. Hatırlayacak olursanız Sayın Cumhurbaşkanımız BM Genel Kurulu'nda yaptığı o tarihi konuşmada da İslamofobi konusuna özel bir vurgu yapmış, günümüzde küresel barış ve huzura en büyük tehditlerden birinin de ırkçı, yabancı düşmanı, ayrımcı ve İslam karşıtı eğilimlerdeki yükseliş olduğuna işaret etmişti. Dolayısıyla İslamofobi ve İslam karşıtlığına karşı uluslararası ve çok boyutlu bir mücadele gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ayrıca Yeni Zelanda'nın Christchurch kentinde cuma namazı sırasında Müslümanlara yönelik terör saldırısının gerçekleştirildiği 15 Mart'ın BM tarafından 'İslam Düşmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü' olarak ilan edilmesi çağrısında da bulundu.
'KANAL PROJESİ MÜCADELENİN SADECE BİR BOYUTUNU OLUŞTURUYOR'
Televizyon projesinin üç ülkenin iletişim ve enformasyon birimleri öncülüğünde başlayacağı açıklandı. Bu konuda görüşmeler başladı mı?
- Sayın Cumhurbaşkanımız liderlerin baş başa gerçekleştirdiği söz konusu toplantının ilgili bölümüne şahsımı da davet ederek bu ortak televizyon kanalı girişimiyle ilgili olarak talimatlandırdı. Aynı şekilde Pakistan ve Malezya'dan da muadil kurum yöneticileri yetkilendirildi. Konunun önemi liderler düzeyinde vurgulandı. Her boyutuyla detaylı bir ön görüşme gerçekleştirildi. Gerekli irtibat sağlanarak taraf ülkeler derhal çalışmalara başladı. İslamabad'da üç ülkeden uzmanların katılımıyla teknik düzeyde bir çalışma toplantısı gerçekleştiriliyor.
'İSLAMOFOBİ IRKÇILIĞIN YENİ BİR TÜRÜ'
Üç ülkenin ortaklaşa kuracağı bu kanal açıklandığı gibi sadece İslamofobi ile mücadeleye yönelik mi yayın yapacak?
'ULUSLARARASI BİR MARKA ORTAYA ÇIKACAĞINA İNANIYORUZ'
Pakistan Başbakanı İmran Han, kanalın İngilizce yayın yapacağını ve İngiliz BBC televizyonuna benzeyeceğine dair ipucu verdi. Bu kanalın içeriği ile ilgili bir format üzerine konuşuldu mu, konsept çalışmanız başladı mı?
Kanal sadece İngilizce yayın mı yapacak yoksa farklı dillerde de yayın olacak mı?
- İlk etapta yayın dilinin İngilizce olması öngörülüyor. Tabii ki süreç içinde farklı dillerde yayınlar da gündeme gelecektir.
'KANALIN MERKEZİNİN İSTANBUL OLMASINI YÜKSEK BİR İHTİMAL OLARAK GÖRÜYORUZ'
Kurulacak kanalın yayın merkezi konusunda bir karar verildi mi, çalışmalara ne zaman başlanıyor?
Özellikle dönem filmleri başta olmak üzere yeni ya da mevcut projeler için kullanabilecek platoyu yakın zamanda faaliyete almak istiyoruz. Milyarlarca dolarlık dizi ve film ihracatının yanı sıra medeniyetimizin kadim değerlerini anlatacak büyük yapımlar çıkacağına inanıyoruz. Burada yapımlarını ülkemizde gerçekleştirmek isteyen dünya devlerine ev sahipliği yapacağız. Ayrıca eğitim için gelecek on binlerce öğrenci ve sektör çalışanını ve dünyanın büyük yapımlarını izlemeye gelecek turistleri de ağırlayabileceğiz. Özetle dünya standartlarında bir proje planlanıyor. Diğer taraftan 156 ülkeden yaklaşık 500 milyon seyirciyle buluşan Türk dizileri Orta Doğu, Balkanlar ve Orta Asya'dan Fransa, Japonya, Şili, Peru ve Hindistan'a kadar geniş bir coğrafyaya ulaşıyor. Geçen yıl 350 milyon doların üzerinde ihracat hacmine ulaşan Türk dizi sektörü, bu alanda ABD'den sonra ikinci sıraya gelmiş durumda. Dolayısıyla hem güçlü teknik altyapı hem de nitelikli insan kaynağı açısından Türkiye'deki bu kapasitenin üç ülkenin ortak medya kanalı kurma projesi için önemli bir imkan sunacağına inanıyoruz.
'TRT'NİN BİRİKİMİNDEN YARARLANILACAK'
Türkiye'de TRT Diyanet Televizyonu veya TRT bu kanalda görev alacak mı yoksa tamamen bağımsız bir kurum mu inşa edilecek?
Bu kanalın İslam ve Müslüman karşıtlığı ile mücadelede etkisi ve başarısı konusunda ne tür bir beklentileriniz var?
- Öncelikle burada temel problemin Müslümanların kendilerini yanlış tanıtmalarından değil, ırkçıların İslamiyeti kendi sanal gerçeklikleriyle inşa etmeye çalışmalarından kaynakladığını tespit etmemiz gerekiyor. Söz konusu girişimde yayınlar bu temel bakış açısı üzerine oluşturulacak. Müslümanların maruz kaldığı ayrımcılığı tüm yönleriyle ortaya koyacak ve bunu ırkçılığın bir türü olarak gündeme getirecek bu girişimin, İslam dünyası ile Batı dünyası arasında stratejik bir iletişim kanalı olacağına inanıyoruz. Müslümanlara yönelik ön yargı ve nefrete dikkati çekecek kanalın, hoşgörü, birlikte yaşama, kültürler arası ilişkiler gibi hususlarda farkındalık oluşturmasını amaçlıyoruz.