Türkiye ekonomisinin gelecek 3 yıllık yol haritası açıklandı.
2020-2021 ve 2022 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nın ana teması 'Değişim Başlıyor' olarak belirlendi. Programdaki en temel hedef, enflasyonun yüzde 5'in altına düşürülmesi.
2019 yıl sonu büyüme beklentisi yüzde 2.3'ten yüzde 0.5'e çekilirken, sonraki 3 yıl için ise yüzde 5 olarak hedeflendi. İşsizlik oranının ise 2022'de yüzde 10'un altına düşürülmesi amaçlanıyor. Program emeklilik ve vergi sisteminde reformların yanı sıra kritik sektörlerin canlandırılması ve bankacılık sektörüne ilişkin planları da içeriyor.
Ekonomist Arda Tunca da yeni programı, RS FM için değerlendirdi.
‘YENİ PROGRAMDA BÜYÜMENİN MALİYET TARAFI GÖZ ARDI EDİLMİŞ’
Yüzde 5'lik büyüme hedefini işaret eden Arda Tunca, Türkiye'nin en çok büyüme ihtiyacı olduğunu vurguladı.
Buna karşın büyümenin ekonomiye getirdiği bir takım maliyetler olduğunu belirten Tunca'ya göre programda maliyetler tarafı biraz göz ardı edilmiş:
"Belli bir oranda büyüyoruz ama bu Türkiye ekonomisinin kendi içindeki dinamiklerin zayıfladığı bir büyüme performansı. Bir denge oyunu aslında ekonomi. Herhangi bir noktayı düzeltmek yönünde bir adım attığınız zaman başka bir tarafta mutlaka bir maliyet yaratıyorsunuz. Yüzde 5 büyümek istediğiniz zaman, Türkiye ekonomisi koşulları içerisinde, sizin biraz cari açık vermeniz gerekiyor. Bunların arasındaki uyumda, terazinin denge noktasında, kaçan taraflar var. Programda, cari açık gibi, bütçe dengeleri gibi maliyet taraflarında yeteri kadar maliyetlendirme yapılmadığını gördüm."
‘TÜRKİYE, KURA BAĞIMLI OLMAYAN BİR ÜRETİM YAPISI OLUŞTURMALI’
2022 yılında yüzde 5'in altına düşürülmesi planlanan enflasyon hedeflerini de değerlendiren Ekonomist Arda Tunca, kurun enflasyon üzerindeki etkisine dikkat çekerken, üretimdeki gücün katkısını işaret etti.
"Türkiye'de enflasyonun önemli tetikleyicisinin kur olduğu konusunda herhalde artık herkes hemfikir" diyen Tunca, kur tarafını kontrol etmenin yolunun da Türkiye'nin yabancı sermaye çekebilmesine bağlı olduğunu ifade etti:
"Burada aslında denklem son derece basit. Kurdaki dengelenme bir türlü gelemediği için enflasyon tarafında bir artış yaşandı. Kura bu kadar bağımlı olmayacağımız bir üretim yapısını oluşturmalıyız. Kendimizi kur etkisinden ve dolayısıyla kurun dolaylı olarak enflasyonu etkileyen gücünden ancak bu şekilde arındırmamız mümkün olabilecek."
Arda Tunca, enflasyonda kalıcı iyileşme için ibrenin dönüp dolaşıp yapısal reformları işaret ettiğini kaydetti.
Tunca, "Öncelikle yabancı sermayenin girişi, kurda stabilitenin olması gerekiyor. Para girişi başladığı zaman iç talep de canlanacaktır. Bunun arkasından hemen yapısal reformlarla birlikte, bu uzun soluklu bir iş, üretim yapısının başka bir noktaya evrilmesi gerekiyor" diye konuştu.
‘İÇ TALEP TARAFI BİR AN ÖNCE AYAĞA KALDIRILMALI’
Ekonomist Arda Tunca, enflasyonda düşüş ve büyümenin çok önemli olduğunu kaydederken, buna karşın mevcut ekonomik koşullarda politika tercihini iç talepte canlanmayı sağlamaktan yana kullanacağını söyledi.
İç talep tarafının bir an önce ayağa kalkması gerektiğini ifade eden Tunca, "Yıl sonu enflasyonun 12-13 ya da 14 olması şu aşamada çokta önemli değil açıkçası. Evet işsizlik, büyüme, enflasyon tabii ki öncelik ama özellikle seçim dönemi, tekrarlanan seçim, yaz aylarının getirdiği rehavet, Türkiye'ye 2019 yılında iç talepte istediğini bulamadığı bir süreç yaşattı. Bunun tersine çevrilmesi lazım bir an önce. Ondan sonra enflasyon tarafında gereken doğru hamleler atılır, o taraf bir şekilde kontrol edilebilir" değerlendirmesini yaptı.