Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, 15 tutuksuz doktor ile avukatları katıldı. Duruşmada, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu.
‘GÖREVİMİ GEREĞİ GİBİ YAPTIM’
Kadın Doğum Polikliniği'nde doktor olduğunu söyleyen E.V.K, "Gebeliğini bildirmediğim iddia edilen 18 yaş altı 2 hasta vardır. Bu hastalara ilişkin bildirim yaptığımız epikriz raporlarından anlaşılacaktır. Biz hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine haber vermemize rağmen tutanak tutulmuş ve hakkımda savcılık makamlarınca ifadem dahi alınmadan haksız yere dava açılmıştır. Kusurum bulunmamaktadır. Görevimi gereği gibi yaptım. Bu hastaların kayıtlarına ilişkin delilleri yazılı savunma dilekçem ekinde sundum. Bu nedenle üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.
‘TÜRKÇE BİLMEDİKLERİ İÇİN İLETİŞİM PROBLEMİ YAŞADIK’
"Bir yıl içinde 13 bin 611 hastayı yalnız benim muayene etmem göz önünde bulundurulduğunda yoğun bir şekilde çalıştığımız mahkemenizce anlaşılacaktır. Biz bildirimlerimizi telefon ile eksiksiz olacak şekilde hastane polisine ya da sosyal hizmetler birimine yaptık. Başvuran hastalar Türkçe bilmedikleri için iletişim problemi yaşadık. Hastaların gerçek yaşları, cinsiyetleri ve isimleri dahi belli değildir. Görevimi gereği gibi yaptım. Beraatimi talep ederim."
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğinde doktor olan İ.A, bir hastanın çocuk acil servis hastası olarak geldiğini ve asistan doktorlar tarafından muayene edildiğini belirterek, şu şekilde savunma yaptı:
"Gebeliğinden şüphe duyulduğu için kadın doğum hastalıkları birimine sevk edilmiş. Bu bölüm tarafından gebelik tespit edilince hastane polisine hem de onlar hem de bizim tarafımızdan telefon ile bilgi verilmiştir. Hastanede yoğun şekilde çalıştığımız için telefon ile bilgi veriyoruz. Görevimi gereği gibi yaptım. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim."
"Polis ve sosyal hizmetler birimini telefonla arayarak bilgi verdik. Hatta Suriye vatandaşı hastaların çok sayıda dosyası bulunduğundan işlem yapılmadığı bize bildirilmesine ve sözlü olarak bildirim yapmamıza gerek olmadığı söylenmesine karşın biz ısrarla bildirimlerimizi yaptık. Hatta epikriz raporunda bildirim yapıldığı, işlem yapılmadığına dair not düştük. Hakkımda yargılaması yapılan iki hastadan biri benim nöbet çıkışımda gelen bir hastadır. Sehven adıma kayıt açıldığını düşünüyorum."
‘ÇOCUK İSTİSMARI KONUSUNDA HASSASIZ’
Kadın doğum uzmanı Ö.A, "Bizler çoluk çocuk sahibi insanlarız. Çocuk istismarı konusunda hassasız. Hakkımda açılan davaya konu olan 3 hastadan 2'sine asistan doktorlar tarafından bakılmıştır. Ben kendim muayene ettiğim 3. hastanın durumunu bildirdim. 2017 yılında da 3 tane bu şekilde hastayı polise bildirdim" ifadelerini kullandı.
Kadın Doğum Uzmanı N.K, savunmasında şunları söyledi:
Çocuk hastalıkları uzmanı Y.C, bir hastanın karın ağrısı şikayeti ile başvurduğunu, kadın hastalıkları ve doğum polikliniğine sevk edildiğini belirterek, "Ben vajinal muayene yapmadığım için hastanın gebe olup olmadığını ya da bakire olup olmadığını bilmiyorum. Daha sonra bu hastanın bildirimin yapıldığı sistemde görülecektir. Beraatimi isterim" dedi.
Diğer doktorlar da görevi gereği hastaların yaş küçüklüğünü tespit ettiklerinde gerekli bildirimleri yaptıklarını belirterek, beraat talebinde bulundu.
ADNAN OKTAR DAVASINDA DA YARGILANIYOR
Adnan Oktar ve grubuna yönelik yürütülen davada da tutuklu sanık H.E.A'nın bir sonraki duruşmada SEGBİS aracılığıyla savunmasının alınmasını kararlaştıran mahkeme, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne müzekkere yazılarak o dönemde acil servislerde görevli asistanların o günkü nöbetçi nöbetçi uzman adına hasta muayene edip etmediklerinin sorulmasına hükmetti.
Duruşma kasım ayına ertelendi.
İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, çoğunluğu Suriye uyruklu küçük çocukların gebe olduğu halde adli makamlara bildirilmediği ihbarında bulunulduğu belirtiliyor.
Türk Ceza Kanunu'na göre, 15 yaşından büyük kişiler için tarafların rızası ile cinsel ilişki yaşandığı takdirde bunun cinsel istismar suçunu oluşturmayacağı ifade edilen iddianamede, kanunda düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun şikayete bağlı bir suç olduğu anlatılıyor.
İddianamede, hastaneye başvuran söz konusu kişilerden hiçbirinin cebir ve tehditle hamile kaldığına yönelik bir iddia ve delil olmadığı için yaş durumlarına göre suçların belirlenmesi ve ona göre de sorumluların yükümlülüğünün tespitinin gerektiği değerlendirilmesinde bulunuluyor.
İddianamede, bu 34 çocuktan çoğunluğun ise poliklinik kayıt sisteminde bulunan ancak kadın doğum kliniğinde kayıtları olmayan kişiler olduğu anlatılıyor.
Hamile oldukları tespit edildiğinde bildirimi yapılması gerektiği halde yapılmayan 34 çocuk yönünden bunları muayene eden ve tespitleri yapan 18 doktorun sorumluluğunun bulunduğu savunulan iddianamede, çocukları muayene etmeyen, onlarla doğrudan herhangi bir bağlantısı olmayan hastanenin başhekimi A.Y.M. hakkında da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ifade ediliyor.
Olayla ilgili soruşturma izni verilen doktorlar E.V.K, C.İ, N.A, Ü.H, N.K.A, Ö.A, I.Ş.Y, Ö.A, M.E.Ö, G.A, E.U, H.E.A, İ.A.K, İ.B, M.T.K, O.Y, Ş.Y.A. ve Y.C. hakkında "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan 6 aydan 3 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.