Bakan Çavuşoğlu, Birlemiş Milletler (BM) 74. Genel Kurul Toplantıları kapsamında Rohingiya Müslümanlarının durumunu ele almak üzere İslam İşbirliği Teşkilatının düzenlediği toplantıda, Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina'dan Türkiye'nin Rohingiya Müslümanlarına Bangladeş'te mülteci kampı inşa etmesi için bir yer tahsis etmesini istemişti.
Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Arap ve İslam Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli araştırma görevlisi Boris Dolgov, Sputnik’e açıklamasında, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Bu ifadeler, Türkiye'nin kendini Müslümanların savunucusu olarak konumlandırdığını gösteriyor, üstelik sadece Ortadoğu’da değil Bangladeş dahil dünyanın diğer bölgelerinde de. Bu, dünya genelindeki Müslümanlara destek babında ilk açıklama değil. Türkiye’nin Filistin halkına da defalarca desteğini bildirdiğini ve İsrail yönetiminin eylemlerini eleştirdiğini hatırlıyorum. Suriye çatışmasında da Türkiye kendini Sünni Müslümanların çıkarlarının savunucusu gibi konumlandırıyor. Türkiye kendini sadece dünya genelindeki Müslümanların savunucusu olarak değil, aynı zamanda bu konuda lider olarak konumlandırıyor. Çavuşoğlu’nun Rohingya Müslümanları ile ilgili son açıklamaları gerçekten de Türkiye’nin izlediği politikanın bir parçası”.
Türkiye’nin kendi topraklarında 3.5 milyondan fazla Suriyeli sığınmacıyı ağırladığına dikkat çeken Dolgov, Türkiye’nin diğer ülkelerde kamp yapımını planlarken imkanlarını iyi hesaplaması gerektiğini kaydederek şunu dedi: “Türkiye, diğer bölgelerdeki Müslümanlara destek politikasını uygularken ekonomik anlamda tüm finansal imkanlarını değerlendirmeli. Bu noktada, Türk yönetiminin muhtemelen bu politikayı uygulama konusunda imkanlarını değerlendirdiğini söylemek gerekir”.