Rus parlamentosunun alt kanadı Duma’da Savunma Komitesi Başkan Yardımcısı, Rusya Liberal Demokrat Partili milletvekili Aleksandr Şerin, Sputnik’e açıklamasında, her bir ülkenin güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini sağlama konusunda kendi yöntemi olduğunu belirterek, bu konuda şu yorumda bulundu:
“Rusya, kendi toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve bağımsız dış ve iç politikasını, kesinlikle sadece savunma amacını taşıyan nükleer silah varlığı sayesinde sağlıyor. Eğer ABD gibi ülkelerden bahsediyorsak, bu ülkeler sürekli nükleer savaş simülasyonunu yapıyor, sürekli nükleer silahı hatırlatıyor ve nükleer başlıklı olanlar dahil saldırı füzelerini yerleştirme konusunda hiçbir engel yaşamamak için çeşitli anlaşmalardan çıkıyorlar. Elbette bu ülkelere yönelik açıklamalar yapılmalı”.
'NÜKLEER SİLAH, DİĞER ÜLKELERİ TEHDİT ETMEDE KULLANILABİLECEK BİR UNSUR DEĞİL'
Nükleer silahın, diğer ülkeleri tehdit etmede kullanılabilecek bir unsur olmadığın ı vurgulayan Rus politikacı, “Ülkemiz, kesinlikle sadece barışsever politika izliyor, savunma sorunlarını bağımsız çözüyor. Biz acil sorunları çözen bir araç olarak nükleer silahımızla hiçbir zaman hava atmadık, birilerini korkutmadık veya saldırı silahı olarak kullanmadık. Nükleer silahı, çıkarlarımızı korumak için son argüman olarak kullanmak da bizim hakkımız” ifadelerini kullandı.
Toprakların ABD’ye ait nükleer silah bulunduran ülkelere örnek olarak Polonya’yı gösteren Şerin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her bir NATO üyesi, nükleer ülke olmasa da topraklarında nükleer silah yerleştirebilir. Türkiye de nükleer başlıkların yerleştirildiği NATO üyesi. Küba Füze Krizi’ni unutmuş değiliz. Bu yüzden bu noktada ilk Amerikalılar örnek olmalı. ABD zamanla bir ada ülkesinin iki şehrini bombalamıştı, bunun uzun yıllar boyunca sindirme jesti olacağını ve ada ülkesi, izolasyon içinde yaşayan ülke olduğu için sonuçları olmayacağını anlıyorlardı. Eğer kıtalardan bahsediyorsak, elbette modern nükleer silahın kullanılması tam bir ütopya, prensip olarak kullanılamaz. Ama güvenlik argümanı olarak neden olmasın”.
'EĞER BİR ÜLKENİN ORDUSU YOKSA ÖBÜRLERİ DE ORDULARINI FESHETSİN DİYEMİYORUZ'
Nükleer silaha sahip ilk ülkenin ABD olduğunu, bu yüzden diğerlerin de benzer teknolojiler elde etmek zorunda kaldığını hatırlatan Şerin, “Eğer karşılaştıracak olursak Türkiye gibi her bir ülkenin denizlere çıkışı yok. Çanakkale ve İstanbul boğazları herkes kontrol edemiyor. Bu yüzden tüm ülkeleri eşit tutmak mümkün değil. Eğer herhangi bir ülkenin ordusu yoksa öbürleri de ordularını feshetsin diyemiyoruz” yorumunda bulundu.
“Bugün şunu net bir şekilde anlamak gerekiyor, silahsızlanmayla ilgili tüm girişimler, nükleer silahların azaltılması önce yüzde yüz olarak ABD’de hayata geçirilmeli. Bundan sonra diğer ülkeler bunu yapabilir” diyen Şerin, “Başka türlü olmaz. Soğuk savaştan geçtik. Amerikalıların nasıl hareket ettiğini biliyoruz. Önce bizi silahlanma yarışının içine çekiyorlar, sonra silahsızlanma sürecinin içine çekiyorlar, füzelerini parçalıyorlar sonra gerektiğinde tekrar topluyorlar ve anlaşmadan çıktıktan 2 hafta sonra bize füze denemelerini gösteriyorlar. Tüm bunları hatırlıyoruz ve ikinci kez aynı tuzağa düşmek sadece suç olur” diye ekledi.