Hutbesine "Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler…" ayeti ve “Kim Allah için huşuundan dolayı tevazu gösterirse, Allah onu kıyamet gününde yüceltir. Her kim kibrinden dolayı böbürlenirse Allah da onu kıyamet gününde alçaltır" hadisiyle başlayan Erbaş, tevazuunun ve güzel ahlakın önemine işaret etti.
Erbaş, güzel ahlakın dünyayı aydınlatan ve ahireti cennete çeviren en kıymetli sermaye olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
‘HİÇ KİMSEYİ İNCİTMEYELİM’
Müminlerin, her işinde olduğu gibi tevazuda da aşırıya kaçmaması gerektiğini aktaran Erbaş, şunları kaydetti.
"Mümin, tevazu içinde bir hayat yaşamakla yükümlü olduğu kadar kendisinin ve Müslüman kardeşlerinin şeref ve haysiyetini korumakla da görevlidir. O, müminleri hakir görenlere karşı asil ve vakur duruşunu muhafaza eder. Müslümanların şeref ve izzetini korumak için var gücüyle çalışır. Yüce Rabb'imizin 'Muhammed, Allah’ın Resulü’dür. Onunla beraber olanlar, inkarcılara karşı kararlı ve tavizsiz, birbirlerine karşı da merhametlidirler...' buyruğuna gönülden bağlanır."
"Hayatımızın her alanında tevazuyu kuşanalım. Hiç kimseyi incitmeyelim. Fani dünyanın geçici heveslerine aldanarak birbirimizi üzmeyelim. Dünyamızı zindana, ahiretimizi cehenneme çevirecek olan kibirden, gururdan ve riyadan sakınalım. İnsanları küçümseyerek onlara surat asmayalım. Yeryüzünde böbürlenerek yürümeyelim. Unutmayalım ki Yüce Rabb'imiz, kibirlenen ve kendisiyle övünen kimseleri sevmez."
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hutbenin ardından cuma namazını kıldırdı.