“TRUMP’IN BOLTON’U GÖREVDEN ALMASI SADECE KENDİSİNİ RAHATLATMAK AMACI GÜDER”
Loğoğlu’na göre Bolton’un görevden alınması Trump’ın dış politikasında ciddi, kalıcı ya da hissedilir bir değişikliğe yol açmayacak. “Trump ile Bolton arasında görüş ayrılıkları yaşanmış olabilir, Bolton köşeli şahinlerden biriydi ama ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da Bolton’dan farklı değil. Sonuçta ABD dış politikası, Trump’ın belirlediği bir dış politikadır. Bu görüş ayrılıkları nedeniyle ‘Trump, Bolton danışmanıyken yapmak istediklerini yapamıyor’ diye düşünmek Amerikan sistemini tanımamak anlamına gelir” diyen Loğoğlu, şunları kaydetti:
“İSRAİL VE İRAN POLİTİKASI DEĞİŞMEZ”
Bolton’un görevden alınmasıyla İsrail üzerinden yapılan yorumlara da katılmadığını ifade eden Loğoğlu, “Bolton, İsrail yanlısıydı, şimdi ABD’nin bu politikası değişebilir’ deniyor. Hayır, değişmez çünkü Trump, Bolton’dan daha az İsrail yanlısı değil; Kudüs’ün başkent ilan edilmesi, Golan’ın İsrail toprağı olarak tanınması buna örnek” dedi. ABD’nin İran politikasında da bir değişiklik ön görmediğini belirten Loğoğlu, “Yaptırımlar konusuna bakıldığında , yaptırımların ısrarla uygulanacağını ve artırılacağını en çok söyleyen kişi, Trump; Bolton da değil, Pompeo da. Trump’ın ABD’nin nükleer programına ilişkin görüşlerinde, yaptırımlar konusunda en ufak bir değişikliğe gideceğini sanmıyorum. Bu ay BM Genel Kurul’unda İran Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşsün, görüşmesin Trump’ın İran politikası değişmeyecektir. Sağlaması da var; İran, böyle bir görüşmenin anlamlı olabilmesi için yaptırımların kaldırılmasını istiyor, ABD de bunu yapmayacağına göre tam bir çıkmaz” diye konuştu.
“ABD TÜRKİYE’Yİ AĞZINA BAL ÇALARAK AVUTMAYA ÇALIŞIYOR”
Emekli Büyükelçi Loğoğlu, Bolton’un görevden alınmasının ABD-Türkiye ilişkilerini etkileyip etkilemeyeceği ve bu bağlamda Türkiye ile ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde oluşturulması planlanan güvenli bölge çalışmalarına ilişkin ise, “Bunu ister Bolton ile bağlayın ve ya bağlamayın, güvenli bölge konusuda ABD Türkiye’yi ağzına bal çalarak avutmaya, oylamaya çalışıyor” dedi.
Ortak hava devriyesinin ardından bunun yavaş yavaş anlaşıldığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bunu dile getirdiğini ifade eden Loğoğlu, “Bu anlamanın gereği olarak, ‘güvenli bölgeyi kendimiz kurarız’ yaklaşımı da bizi ABD ile karşı karşıya getirecektir. Bu bakımdan güvenli bölge konusu, Türkiye ve ABD arasında sorun olmaya devam edecek. Münbiç’teki durumdan hiç farklı değil, her ne kadar bizim yetkililerimiz ‘Münbiç’teki durumun tekrarlanmasını istemiyoruz’ diyorlarsa da aynı senaryo Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölge konusunda tekrarlanıyor” diye konuştu.
“ANKARA – ŞAM ANA KANALI AÇILMALI”
Loğoğlu’na göre Suriye’de bir güvenli bölge, ister kuzeyde olsun, ister İdlib’de ya da başka yerde, Suriye devletine ait güçler tarafından kontrol edilmiyorsa Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı. “Bir güvenli bölge için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı lazım ki böyle bir karar yok ya da Suriye devletinin rızası olmalı” diyen Loğoğlu, “Ankara’nın bunu tekrar düşünmesi gerekir; güvenli bölge, İdlib ve daha genel meselelerle ilgili doğrudan doğruya Şam yönetimiyle temas etmesi lazım. Bu da kolay olmayacaktır ancak iki komşu ülke, çıkış yolu ise oturup konuşmak. Türkiye’nin ulusal güvenliği, ulusal çıkarları, huzur ve selametinin en kalıcı, en sürekli teminatı barış, istikrar ve huzura kavuşmuş bir Suriye’dir. ‘Suriye’de nüfus sahibi Amerika, Rusya ya da İran olsun ve Türkiye bunlarla güvende olsun’, böyle bir kompozisyonda Türkiye’nin güvenliği her zaman tehdit altında olur” değerlendirmesinde bulundu.
Loğoğlu, Ankara – Şam temasının da diplomasi geleneklerine uygun bir şekilde, Amerika’yı, Rusya’yı ya da İran’ı tamamen dışlayarak değil, danışarak, bilgi vererek yapılması gerektiğini ifade ederek, “Ama bu büyük kanalın, ana kanalın, Ankara – Şam kanalının açılması gerekir” diye konuştu.