Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross ve beraberindekileri kabul etti.
Ziyareti, 'iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari iş birliğinin ilerletilmesi yönünde çok güçlü bir irade beyanı' olarak değerlendiren Erdoğan, "Türkiye ile ABD ortak değerlere ve müşterek çıkarlara dayalı köklü bir müttefiklik ilişkisine sahiptir. Bu ittifak zaman zaman zorluklarla sınanmış, pek çok badire de bu arada atlatılmıştır. Ancak üstesinden geldiğimiz her sıkıntıyla, müttefiklik ilişkimiz daha da perçinlenmiştir” diye konuştu.
‘YAKIN DİYALOĞU, ZİYARETLE TAÇLANDIRACAĞIZ’
Bugün de benzer bir başarıya imza atacaklarına inandığını ifade eden Erdoğan, "Dostum Başkan Trump ile samimi ve güçlü bir diyaloğumuz var. Gerek bölgesel konularda gerekse iki ülkeyi ilgilendiren meselelerde sürekli temas halindeyiz. Önümüzdeki dönemde bu yakın diyaloğu, Sayın Trump'ın ülkemize yapacağı ziyaretle taçlandıracağımıza inanıyorum” diye konuştu.
İki ülkenin siyasi, ekonomik ve askeri alanda her seviyede güçlü ilişkiler içinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Yaptığımız her görüşme, ülkelerimiz arasındaki iş birliğinin ilerletilmesinin her iki tarafa katkılarını bir kez daha ortaya koymaktadır. Bugünkü görüşmemizden de aynı duygular içinde ayrılacağımız düşüncesindeyim” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türkiye bölgesinde yaşanan tüm kriz ve çalkantılara rağmen istikrarını korumakta, ekonomik ve siyasi gücünü de artırmaktadır. Ülkemiz bugün satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13'üncü, Avrupa'nın en büyük 5'inci ekonomisidir. Girişimcilerimiz neredeyse dünyanın her ülkesinde ve bölgesinde faaliyet gösteriyor. Ülkemizde yatırım yapan kişi ve kuruluşlar bakımından da benzer bir zenginlik söz konusudur. Çünkü iş yapma kolaylığı ve yatırımlar açısından da oldukça cazip bir ülkeyiz. Türkiye ile Amerika arasında 20 milyar dolar seviyesinde seyreden ticaret hacmi gerçek potansiyelimizin oldukça altındadır.
Başkan Trump ile son görüşmelerimizde ticaret hacmini önce 75 milyar dolar olarak konuşmuştuk. Fakat daha sonra Osaka görüşmemizde bunun 100 milyar dolara çıkartılması konusunda kendileriyle mutabakata vardık. Bu hedefe ulaşılması yolunda somut adımlar atmaya da başladık. Sizlerle burada yaptığımız görüşmenin ekonomik iş birliğimizin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Nitekim geçenlerde Sayın Başkan ile yaptığımız telefon görüşmesinin ardından hemen Sayın Bakanı buraya göndermiş olması da bu konudaki ciddiyetimizin, bu konudaki hassasiyetimizin en güzel ifadesidir, işaretidir.”
‘YATIRIMLAR, 12 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI’
Türkiye'de yatırım yapan, katma değer oluşturan, istihdam sağlayan Amerikalı yatırımcılara büyük önem verdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye'de bin 800'ün üzerinde Amerikan firmasının faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Türkiye'deki Amerika kaynaklı doğrudan yatırımların 2002-2018 yılları arasında toplamda 12 milyar dolara yaklaştığını dile getiren Erdoğan, bu rakamları yeterli görmediklerinin altını çizdi.
Daha fazla Amerikan firmasının Türkiye'de yatırım yapmasını, sağlanan kolaylıklardan daha fazla yararlanmasını arzu ettiklerini vurgulayan Erdoğan, bunun için Türkiye'ye gelen her Amerikalı yatırımcıya gereken destekleri vermeye hazır olduklarını söyledi.
Türkiye'nin bölgesinde önemli bir üretim ve lojistik üssü olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde yatırım yapılması yönündeki çağrımız, sadece bir retorikten, sadece bir iyi niyet temennisinden ibaret değildir. Bunun için güçlü gerekçelerimiz ve sunduğumuz çok büyük avantajlarımız vardır. Her şeyden önce bu üretim ve lojistik üssü olarak Türkiye'nin değerlendirilmesi, 'win win' esasına göre her iki tarafa da imkanlar kazandıracaktır. Ülkemizin konumu Akdeniz, Kafkaslar, Orta Asya, Avrupa ve Ortadoğu pazarlarına doğrudan erişim imkanı sağlıyor. Dünyada hem Afrika'ya hem Asya'ya hem de Avrupa'ya bu derece etkin erişim imkanı sunabilen başka bir ülke yoktur. İstanbul'dan sadece 4 saatlik bir uçuşla 60'tan fazla ülkeye rahatça ulaşabiliyorsunuz. Sahip olduğumuz genç, eğitim düzeyi yüksek nüfusumuz, iş kültürümüz, altyapımız, en önemli avantajlarımızdandır. Bunun için birçok küresel yatırımcı yeni pazarlara Türk ortaklarıyla birlikte girmeyi tercih ediyor”
Son 17 yılda Türkiye'nin stratejik konumunu güçlendirecek birçok yatırım hamlesine imza attıklarına işaret eden Erdoğan, eğitim kurumlarını sayı ve nitelik olarak oldukça iyi bir seviyeye getirdiklerini söyledi.
'CARİ AÇIK BU DEFA ÖNEMLİ ORANDA AŞILDI, ÇÖZÜLDÜ'
Sağlıkta Türk vatandaşları yanında tüm bölgeye hizmet verilen bir konuma gelindiğini belirten Erdoğan, dünyanın en kapsamlı sosyal güvenlik ve sağlık güvencesi sistemine sahip olunduğunu ifade etti.
Ulaştırmada bölünmüş yol uzunluğunu 26 bin 750 kilometreye, otoyolları 2 bin 875 kilometreye çıkardıklarını hatırlatan Erdoğan, hızlı tren hatlarını bin 213 kilometreye, havalimanı sayısını ise 56'ya çıkardıklarını bildirdi.
Enerji yatırımlarını her alanda devam ettirdiklerini anlatan Erdoğan, Türk müteahhitlerin dünyanın dört bir yerinde önemli projelere imza attığına işaret etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 yıllık iktidarları döneminde ligin en üst sırasını zorlayan bir ülke olduklarını belirterek, Türkiye'de ihracatın 170 milyar dolara ulaştığını dile getirdi.
Bu yılın ilk 8 ayındaki ihracatın 117 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırdığını ifade eden Erdoğan, ihracatın, ithalatı karşılama oranı da yüzde 86'yı bulduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Yıllarca ekonomimizin yumuşak karnı olan cari açık bu defa önemli oranda aşıldı, çözüldü. Bu yıl ülkemizde 50 milyon turisti misafir etmeyi hedefliyoruz. Şu anda göstergeler, 50 milyonun üzerine çıkacağımızı ortaya koyuyor” diye konuştu.
"Etkisini giderek daha fazla hissettiren küresel ekonomik durgunluğa rağmen Türk ekonomisi canlılığını koruyor" görüşünü dile getiren Erdoğan, devamla "Uluslararası yatırımcılar için Türkiye en önemli çekim merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Dinamik piyasa yapımız ve küresel sisteme entegrasyon gücümüzle önümüzdeki dönemin en gözde yükselen ekonomilerinden birisiyiz. Ekonomimizin sunduğu tüm bu imkanlardan Amerikalı yatırımcıların da istifade etmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin sadece ekonomisini geliştirmekle kalmadığını, aynı zamanda bölgesel sorunların dünyayı etkilemesinin de önüne geçtiğini vurgulayan Erdoğan, "Bugün ülkemiz 3,6 milyonu Suriyeli olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden çeşitli statülerde 5 milyona yakın yabancıya ev sahipliği yapıyor. Suriye içerisinde güvenliğini sağlayarak ihtiyaçlarını karşıladığımız insanlarla birlikte bu rakam 9 milyonu aşıyor. Bu şekilde NATO'daki müttefiklerimiz başta olmak üzere tüm Avrupa'nın da güvenliğini de biz temin ediyoruz” diye konuştu.
‘ABD İLE SURİYE'DEKİ İŞ BİRLİĞİMİZE ÖNEM VERİYORUZ’
Türkiye'nin, Suriye kaynaklı yeni bir göç dalgasını göğüslemesinin mümkün olmayacağını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
Fırat'ın doğusu ile Irak sınırı arasındaki Suriye topraklarını güvenli hale getirecek adımlar atmaya çalışıyoruz. Sayın Obama döneminde kendilerine teklifim şuydu, 'Gelin süratle güvenli bölgeyi kuralım.' Maalesef Sayın Obama döneminde bu güvenli bölge teklifimi karşılık alamadığım için gerçekleştiremedim. Kendisi de olumlu baktığı halde güvenli bölge olmadı. Sayın Trump'a da aynı teklifi yaptım ve Sayın Trump da buna çok olumlu baktı. Nitekim son ana kadar da hala güvenli bölge olumlu yaklaştığını da ifade etti.”
‘AMERİKA'DAN BEKLENTİMİZ YANIMIZDA OLMALARI’
Bu amaçla güvenli bölge çalışmalarına başlandığını anımsatan Erdoğan, "Amerika'dan beklentimiz müttefikliğimize yakışır şekilde terörle mücadelemizde ve sığınmacıların huzurla evlerine dönebilecekleri güvenli bölgeler oluşturma çabamızda yanımızda olmalarıdır. Ama şu anda 50 bine varan tırla, buradaki terörist gruplara araç gereç, mühimmat gönderilmesi bizleri ciddi manada rahatsız etmektedir. Bunlar kime karşı kullanılıyor? Türkiye'ye karşı. Bunu kabullenmemiz de stratejik ortak olarak mümkün değildir” diye konuştu.
‘DESTEĞİNİZ BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kendi güvenliği için attığı bazı adımlara orantısız tepkiler verilmesi üzüntüyle takip ettiklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: