15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal Kapsamında FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen bir hakim, HSK Genel Kurulu'nun ihraç kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararın iptali ile yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle iadesi istemiyle Danıştayda dava açtı.
Davaya bakan Danıştay 5. Dairesi, HSK kararının iptali istemi ile tazminata ilişkin istemleri oy birliğiyle reddetti.
Dairenin gerekçesinde, davacının 24 Ağustos 2016'da HSK Genel Kurulu kararıyla meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin de 29 Kasım 2016'da reddedildiği belirtildi.
Davacının, ceza yargılaması sonucunda İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği hatırlatıldı.
'ÖZEL HAYATA SAYGI HAKKINA YAPILAN MÜDAHALE'
Davacı hakkında ByLock tespit tutanakları ile tanık beyanlarına da yer verilen gerekçede, dava konusu kararlar ile davacının özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin, zorlayıcı bir toplumsal gereksinim olarak ortaya çıktığı vurgulandı. Gerekçede şu tespitler yapıldı:
Demokratik kurumlara ve demokratik toplum düzeninin bizatihi kendisine karşı yapılan darbe teşebbüsü sonrasında, bahse konu teşebbüsün faili olan FETÖ ile iltisak ve irtibatı olduğu gerekçesiyle hakkında tesis edilen dava konusu kararlar ile yargı mensubu olarak görev yapması nedeniyle üstün kamu gücü ayrıcalığına sahip olan davacının, meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilmesi suretiyle özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir olduğu anlaşılmıştır."
Gerekçede, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bu açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği belirtildi.
Böylece davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesi isteminin de reddi gerektiği kaydedildi.