31 Ağustos’ta ABD, İdlib’e bir hava saldırısı düzenleyerek çok sayıda insanların ölümüne ve yıkıma yol açmıştı. Bununla birlikte ne Rusya ne de Türkiye bu saldırı hakkında haberdar edilmemişti.
Amerikalılar İdlib’e hava saldırısını düzenleyerek ne yapmaya çalıştı? Amaçlarına ulaştılar mı?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan güvenlik uzmanı ve eski asker Abdullah Ağar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD’nin İdlib saldırısına Rusya tepki göstermişti. Rusya’ya göre, bu olayla birlikte ateşkesin bozulma riski ortaya çıktı. Hangi ateşkesten söz edildiğini anlamak için bence sahaya bakmak gerekir. Sahada ise şöyle temel bir tablo var: Rusya Fırat’ın doğusuna pek karışmıyor, ABD de Fırat’ın batısına çok fazla karışmıyor. Böyle temel bir denklem kuruldu.
Peki ABD neden vurdu? Bence burada şu önemli: Amerika’ya göre artık Astana fişinin çekme zamanı geldi. Saldırının, Türkiye ile Rusya arasında özellikle Han Şeyhun üzerinden bir güvensizliğin oluştuğu ama sayın Erdoğan’ın Rusya’ya giderek sayın Putin ile birebir görüşmesi sonrasında bir ateşkesin ilan edildiği bir zamana denk gelmesi, çok ciddi anlamlar taşımaktadır. Amerika’nın saldırısını, vurulan hedef üzerinden Türkiye ile Rusya arasında koşulsuzluk üreten işbirliğinin bir şekilde bozulmasına yönelik bir hamle olarak görmek gerekir.
Diğer taraftan hem İran’ın hem de Rusya’nın son günlerde Türkiye’nin Fırat’ın doğusunda yapacağı olasılı harekatla ilgili destekleyici açıklamaları olmuştu. Bu ise Amerika’nın çıkarlarına uygun olmayan gelişmeler. ABD, konsantrasyonun İdlib üzerinde yoğunlaşmasını istiyor, herkes İdlib’de oyalansın ve Fırat’ın doğusunu unutsun istiyor. Ama herkes çok iyi biliyor ki, Suriye’yi bölen Fırat’ın doğusudur, İdlib değildir."