ABD ile Suriye’nin kuzeybatısında oluşturulması planlanan güvenli bölgenin hayata nasıl geçirileceği konusunda anlaşmaya varamayan Türkiye, güney sınırındaki bu bölgede Türk askerlerinin bulunması ve önerinin derhal hayata geçirilmesi konusunda kararlı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Eylül’de yaptığı konuşmada "Fırat'ın doğusundaki tüm sınırlarımız boyunca kurulacak güvenli bölgeyle ilgili çok fazla zamanımız ve sabrımız yok. Fırat'ın doğusunda 2-3 hafta içinde kendi belirlediğimiz şartlar dahilinde, kendi askerlerimizle fiilen bölgeyi oluşturmaya başlamazsak, varsın gerisini karşımızdakiler düşünsün" ifadelerini kullandı.
MOSKOVA’DAN GELEN ‘GÜVENLİ BÖLGE’ DESTEĞİ
Fırat’ın doğusunda Türkiye’nin taleplerinin karşılanması hususunda kararlılık sergileyen Erdoğan’a, geçen hafta ziyaret ettiği Moskova’dan da en üst düzeyde destek mesajları geliyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Ağustos’ta yaptığı açıklamada “Güvenli bölge kurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması bakımından iyi olur” demişti. Putin’i Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov takip etti. Lavrov da, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'nin buradaki güvenlik çıkarlarını meşru bulduğu vurgusu yaptı.
TÜRKİYE, FIRAT’IN DOĞUSUNDA ASTANA ÜLKELERİYLE İŞBİRLİĞİ YAPAR MI?
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulması planlanan 'güvenli bölge' ile ilgili açıklamasını nasıl değerlendirmek gerekir? Güvenli bölge planının hayata geçirilmesine ilişkin Moskova’dan gelen üst düzey destek de göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye planın hayata geçirilmesinde Astana ülkelerinin doğrudan desteğini alabilir mi? Sputnik’in bu sorularını Vatan Partisi Uluslararası İlişkiler Bürosu Sekreteri Elif İlhamoğlu yanıtladı. Vatan Partili İlhamoğlu’na göre, Suriye’deki ‘güvenli bölge’ süreci, Türkiye planın hayata geçirilmesinde Astana ülkelerinin doğrudan destek alacağı bir yöne doğru evriliyor:
‘ASTANA İŞBİRLİĞİ GÜVENLİ BÖLGE KONUSUNDA DA DEVAM EDECEK GİBİ GÖZÜKÜYOR’
“Erdoğan ve Putin görüşmesinin hemen ardından İdlib’de olaylar başladı, ÖSO paniğe kapıldı, Amerika İdlib’i bombaladı. Bu tesadüf olamaz. Karşı tarafın saldırganlığı Erdoğan ve Putin’in, ABD planlarına alternatif bir plan üzerinde ortaklaştığına dair önemli bir gösterge oldu. Erdoğan’ın ‘2-3 haftaya kendi planlarımızı yaparız’ demesi de Astana sürecinin işleyeceğine işaret ediyor. Çünkü o tarihlerde Ankara’da Astana zirvesi toplanacak. Bu aynı zamanda bir gözdağı niteliğinde. Türkiye, kendi güvenliğini sağlayacak şartları oluşturamazsa ‘Rusya ve İran’la süreci devam ettiririz’ mesajı veriyor. Yani hem bölgedeki son gelişmeler hem de liderlerin mesajları Astana işbirliğinin aktif olarak ‘güvenli bölge’ konusunda da devam edeceğini gösteriyor.”
‘PYD DESTEKÇİSİ ABD İLE DEĞİL; SURİYE-RUSYA-İRAN ÜÇLÜSÜYLE TEMAS ŞART’
İlhamoğlu “Biz Suriye devleti ile kurduğumuz temaslardan Suriye’nin, PYD planlarına razı olmayacağını biliyoruz. Fakat PYD’ye silah bıraktırmak için çözüm PKK/PYD’nin destekçisi ABD ile kurulacak bir güvenli bölge değil; Suriye, Rusya ve İran ile anlaşarak bölgedeki terör örgütlerinin temizlenmesidir. Bu mutabakatı sağlamak için Türkiye İdlib’de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli ve Türkiye’nin koruması altındaki gruplara silah bıraktırmalı. Bir güven ortamı oluşturulmalı. Bölgedeki PKK/YPG dahil tüm terör örgütlerine karşı Suriye ve Türkiye işbirliği içerisinde ortak operasyon düzenlemeli ve bu işbirliğine Irak, İran, Rusya dahil edilmeli. Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması ilke edinilmeli” değerlendirmesinde bulundu.
‘ABD KONTROLÜNDE BİR GÜVENLİ BÖLGE BÜTÜN SÜRECİ BAŞA SARAR’
İlhamoğlu “Biz Vatan Partisi olarak Rusya ve Suriye ile yaptığımız görüşmeler sonucunda onların bu planı desteklediğini biliyoruz. Lavrov’un bölgede Türkiye’nin güvenlik çıkarlarının meşru olduğu yönündeki açıklaması da bu gerçeği göstermektedir. Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin güvenliğinin sağlanması ve terörün tamamen temizlenmesi için en garanti çözüm budur. Fırat’ın doğusundaki terör sorunu çözülmeden Suriye’deki ve Türkiye’deki terör problemi çözülemez. Şu an Türkiye ve Suriye terörle mücadelede belli bir noktaya geldi, başarılar sağladı. ABD kontrolünde kurulacak bir güvenli bölge süreci başa sarar. YPG temsilcilerinin ABD’nin güvenli bölge planlarını desteklediklerini belirten açıklamaları tehlikeyi göstermektedir” dedi.
‘ASTANA VE SOÇİ’DEKİ ANLAŞMALAR SÜRMELİ, ADANA MUTABAKATI HAYATA GEÇMELİ’
“Bölgenin güvenliğini sağlayacak garantör yine bölge ülkelerini kendisidir” vurgusu yapan İlhamoğlu “Astana sürecinin tereddütsüz bir şekilde devam ettirilmesi, Suriye ile Adana Mutabakatı’nın uygulanması ve Rusya ile Soçi Mutabakatı’nın sürdürülmesi şarttır. Bölge ülkelerinin ve Rusya’nın bölgedeki her türlü terör örgütüne karşı ortak ve kararlı mücadelesi, ABD’nin Suriye’de güvenli bölge üzerinden kurmaya çalıştığı planları boşa düşürür” diye ekledi.