Brezilya'daki bir hayranının 1990'ların ortasında özel ve müzikal hayatında birliktelik yaşadığı İngiliz kadın rockçı PJ Harvey'i neden bıraktığı sorusunu şöyle yanıtladı:
"Ben PJ Harvey'i bırakmadım, PJ Harvey beni bıraktı.
Notting Hill'deki dairemde yerde oturmuştum, güneş pencereden giriyordu (galiba), iyi hissediyordum, yetenekli ve güzel genç bir şarkıcı kız arkadaşımdı, tam o sırada telefon çaldı. Telefonu açtım, karşımda Polly.
Merhaba, dedim.
Senden ayrılmak istiyorum, dedi.
Neden?!, diye sordum.
Bitti, o kadar; dedi.
O kadar şaşırmıştım ki, neredeyse şırıngayı düşürecektim."
Uzun yıllar uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele etmiş olan şarkıcı, "Derinden derine uyuşturucunun aramızda bir sorun teşkil ettiğinden şüphelendim, ama başka şeyler de vardı" diyerek devam etti:
"Tek eşlilik mefhumunu anlamak için halla belli miktar çalışma yapmam lazım. Ve Polly'nin de kendi meseleleri vardı sanırım. Ama eninde sonunda şu gerçeğe geliyoruz ki, ikimiz de ateşli şekilde yaratıcı kişileriz, her birimiz herhangi anlamlı bir şekilde aynı uzamda birlikte yaşayamayacak kadar kendisiyle meşgul."
"Polly’nin kendi çalışmalarına bağlılığı muhtemelen en az benimki kadar narsist ve egomanyak, gerçi ben kendi saçmalığımın içine o kadar batmışım ki, bu konuda kesin fikirle yorum yapamam."
"Ama birlikte geçirdiğimiz zamanı büyük muhabbetle anıyorum, mutlu günlerdi ve o telefon konuşması acıttı."
"Fakat iyi bir krizi asla boşa harcamam, hemen 'The Boatman’s Call' albümünü tamamlamaya koyuldum."
PJ Harvey'le ayrılık döneminde ürettiği 1997 tarihli 'The Boatman’s Call', 'Nick Cave and the Bad Seeds’in en başarılı albümlerinden biri kabul ediliyor.
Albümle ilgili 'sanatsal kopuş' ve 'kırık bir kalbi teselli için büyük bir bağış' gibi nitelemelerde bulunan Cave, "Polly Harvey'den beni şifalandırdı", "Müzik yapma biçimimi değiştirdi" gibi açıklamalarda bulundu.
"Ayrılık bana deli enerjisi verdi" diyerek daha önce bir karakter etrafında dönen hikayeler yerine kendi deneyimleri hakkında yazma cesareti kazandığını anlatan Avustralyalı müzisyen, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Aynı zamanda daha dokunaklı, ham, sade bir performansın -askıya alınan ve belli belirsiz desteklenen vokalin- yolunu açtı. The Bad Seeds geriye çekildi ve piyanonun kılavuzluğundaki şarkıların ortaya çıkmasına izin verdi."