Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı binanın önünde açıklama yapan Temelli, halkın iradesini savunmaya devam edeceklerini belirterek, şöyle konuştu:
'31 MART'IN RÖVANŞINI ALMA PEŞİNDELER'
"Biz 19 Ağustos günü yapılan meseleye, yapılan bu kayyum atamasına, belediyelerimize el konulmasına 'siyasi darbe' dedik. İşte onun fotoğrafı etrafınızda. Halkımızın il, ilçe binalarına gelmesi yasaklanıyor, halkımızla buluşmamız yasaklanıyor. Evet bu korkudur, bu tükenmişliktir. Onlar 31 Mart seçim yenilgisinin rövanşını alma peşindeler. Buna izin vermeyeceğiz. Dün olduğu gibi her gün ama her gün meydanlarda, alanlarda hakikatin sesini, demokrasinin sesini, barışın sesini yükseltmeye devam edeceğiz."
'EŞBAŞKANLIK EŞİT TEMSİLİYET MÜCADELESİDİR'
"Diyarbakır'a, Mardin'e, Van'a kayyum atadılar. Bunu kabul etmiyoruz. Bir an önce bu karar geri çekilmeli. Bir an önce arkadaşlarımız görevlerine iade edilmelidir. Bunu bekliyoruz. Bakın eşbaşkanlık sistemine karşı çıkıyorlar. Diyorlar ki 'Eşbaşkanlık sistemi suçtur.' Hayır, suç değildir. Gerçek bir demokrasi mücadelesidir, eşit temsiliyet mücadelesidir, kadın özgürlük mücadelesidir. Kadına yönelik şiddetin savunucusudur. Bugün kadına yönelik şiddet sokaklarda kol geziyor. Her gün bir kadın katlediliyor. Eşbaşkanlık sistemi bu mücadeledir. Diyorlar ki 'Belediyenin kaynaklarını çarçur ediyorlar.' 2016 yılına kadar belediyelerde iktidarda kaldık. Bir kuruş yolsuzluk yoktur. Onca belediye incelemeye alındı, onca müfettiş geldi, Sayıştay geldi. Bir kuruş yolsuzluk bulamadı. 31 Mart'tan sonra mazbatasını alan Belediye eşbaşkanlarımız bu halkın bir kuruşuna bile zarar vermemişlerdir."
Temelli ve beraberindekiler daha sonra HDP il binasına geçti.
Dün Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine 'teröre destek' gerekçesiyle kayyum atandığını söyleyen AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, "Kayyım atanacak tabii ki. Geç bile kaldık. Daha ötesini söyleyeyim. Kayyım atadığımızda ilk ses CHP'den geldi, HDP'den değil. Kızdığım bu" ifadesini kullanmıştı. Turan, ayrıca eşbaşkanlık sisteminin yasaya aykırı olduğunu öne sürerek şunları söylemişti:
"Adamın tavrına bakar mısın, 'Sen şehit yakınıysan işten çıkartılman lazım' demiş. Bir diğeri Türk bayrağını belediyenin önünden, arkasından, kimlik kartından, sitesinden çıkarmış. Hepsi de Kandil talimatı ile eş başkan atamışlar. Bizim Anayasa'mızda, mevzuatımızda eş başkanlık mı var? Seçilen kişi başka, Kandil'in atayıp da makama oturttuğu kişi başka. Şimdi diyorlar ya 'Seçimle gelen seçimle gider.' Bir defa bize sürekli 'Ordu göreve' diye bağıranların, parti kapatma davası açıldığında alkış tutanların seçimle gelmeyi hatırlatma hakları yok; onu söyleyeyim. Bir hukukçu olarak şunu söyleyeyim; prensip, seçimle gelen seçimle gider. Doğru ama seçimle gelen demokrasiyi, halkı, yaşamı, savunur kardeşim. Hangi ülke demokrasiyi bitirmek isteyen, seçimi kaldırmak isteyen, seçilmediği halde eş başkanlık veren bir sistemi haklı görür?"