Azak Denizi’nde ve Karadeniz sahillerinde İkinci Dünya Savaşı döneminden kalma en az 18 bin mayın kaldığına dikkat çekilen yazıda, tesadüf eseri bu mayınlardan bir tanesine çarpabilecek olan bir NATO gemisinin Rusya ile deniz çatışmasına yol açabileceği ve böyle bir çatışmanın NATO güçlerinin uğradığı bir yenilgiye dönüşebileceği kaydedildi.
Makalede, “Bu durumda NATO güçleri ‘sıfır aşamada’ belli bir siyasi değere sahip, ancak gerçek bir çatışmada önemli bir rol oynayamayacak, zira savaşın ilk saatlerinde imha edilmiş olacak” ifadelerine yer verildi.
Montrö Boğazlar Anlaşması’na göre Amerikan uçak gemilerinin Türk boğazlarından geçemediği için ABD’nin şanslı olduğu ifade edilen yazıda, aksi halde bu gemilerin Kinjal füzesi gibi hipersonik gemisavar füzeleri ile donatılmış olan Rus denizaltıları, kruvazörleri, füze sistemleri ve deniz uçakları tarafından son derece hızlı bir şekilde imha edilebilecekleri vurgulandı.
Makalede, ABD’nin bu yöndeki şanslarının ancak Washington’un stratejisini göden geçirip denizaltı silahlarını ve yeni insansız araçlarını yoğun bir şekilde geliştirmeye başlaması durumunda artabileceğine vurgu yapıldı.