Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'in sorularını yanıtladı.
Kayyumdan sonra belediyeyi çalışamaz hale getiren borçlarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Maçoğlu, "Belediye 2 yıl durdurulacak şekilde borçlandırılmış, hareket edemiyoruz” dedi.
Özer'in soruları ve Maçoğlu'nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
- Tunceli Belediye Başkanı olarak göreve gelmenizin ardından neler yaptınız?
Halkla belediye arasındaki ilişkilerin gelişmesi adına duvarları, x-ray cihazlarını ortadan kaldırdık. Bu mesele değerliydi bizim için. İşçilerin geçmiş süreçte üzerlerinde yaratılan korku, kaygı yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı. İl özel idaresine devredilen birkaç park ve belediyeye ait olan mülklerin meclis kararıyla geri alınması sağlanmaya başlandı. Sokak hayvanları için ihtiyaç olan araçlar temin edilmeye başlandı. Mahallelerde kadın, gençlik ve kent etik komisyonları oluşturuldu. Bu komisyonlarla halk meclislerimizi oluşturarak gelecekle ilgili planlamalarımıza bir iki ay içerisinde başlayacağız. Tabii bu süreç içerisinde diğer bütün belediyelerin yaptığı temizlik, su kanalizasyon gibi işler de yapılıyor.
- Ovacık modelini Tunceli’ye de taşımayı düşünüyor musunuz?
Ovacık’ta olduğu gibi, toprakları ve doğayı koruyarak ekolojik planlar doğrultusunda üretim alanlarımızı da geliştirmeye başladık. Önümüzdeki dönemle ilgili de bu planlamalar kooperatif üzerindeki üretim güçlendirilerek devam edecek. Bizim bundan vazgeçmeyeceğimizi söylemek istiyorum. Burada da bu üretim ilişkileri gelişecek. Tarıma dayalı çalışmalar olacak. Kuru meyve yapılmasına kadar, bu şehirde üretilen pekmez, reçel, kuru dut gibi 15-16 çeşit ürünün değerlendirildiği ve tüketim kooperatifleri ile pazara sunulduğu bir üretim aracından bahsediyoruz. Artık İstanbul, İzmir, Ankara’nın dışına çıktık.
- Yerel seçim sonuçları hala konuşulmaya devam ediyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye halkı vicdanlı bir halk. Bir belediye alındı ya da kaybedildi diye ülkenin kurtulamayacağını biliyoruz. Ama bunlar toplumun, yönetemeyenlere, üstten bakanlara ve tekçi anlayışta olanlara verdiği bir mesaj. Bu anlamıyla belediyeleri almak değerlidir. Ben yerel seçimlerdeki bu sürecin birkaç ayağının olduğunu düşünüyorum. Türkiye halkının ekonomik kaygıları derinleşti, işsizlik sorunu toplumu artık bunalttı. Sınıf çelişkilerinin derinleştirmesinin bir sonucu olarak görüyorum yereldeki seçim sonuçlarını.
'BORÇLARDAN HAREKET EDEMİYORUZ'
- Göreve geldiğinizde belediyenin 68 milyon lira borcu olduğunu açıklamıştınız. Bu borç sizi nasıl etkiliyor?
Gerçekten de kayyımdan sonraki yönetimi çalışamaz hale getiren borçlarla karşı karşıya bırakıldık. Sadece kayyım döneminde 33 milyon lira borçlanmaya gidilmiş. Bu bile belediyenin çalışma alanının engellenmesi ve çalışamaz hale getirilmesi anlamına geliyor. Kayyımlar tarafından yapılan yerlere baktığınızda çok fazla sokağa dokunulmamış, yol yapılmamış. Bazı yerlere park, bahçe yapılmış. Borçlanma da zaten bunlar üzerine.
'BU OYUNLARA GELMEYECEĞİZ'
- Bir de tartışmalara neden olan tabela meselesi var. Bu konuda son durum nedir?
Bu süreç meclisimizin iradi çalışmasıydı. Türkiye kamuoyunda Dersim meselesine dokunulduğunda gözlerden ateş çıkıyor. Bu bizi birbirimizden uzaklaştıran bir anlayışa götürür. Tersine biz sosyalistler dünyadaki ülkelerin sınırlarının kalkmasını istiyoruz. Dünya haklarının birlikte yaşamasını istiyoruz. Bir halk kendisini inancıyla, diliyle, kültürüyle yaşadığı şehrin ismiyle nasıl görmek istiyorsa aslında böyle bakmaz lazım. Uzakta durup eleştirerek olmayacağını hepimiz biliyoruz. Bu mesele de böyle biraz, halkın genel talebi. Kamuoyunda farklı yerlere çekmeye çalıştılar ama bu oyunlara gelmeyeceğimizi söylemek isteriz.
Belediye kendi işlerini zaten yapacak. Kent estetiğini, kültürel çalışmalarını yapacak. Bu zaten belediyenin görevi. Biz belediyenin yapması gereken asli çalışmalar dışındakileri önemsiyoruz. Ve onu da kendi göreviymiş gibi görmesini. Bu anlamda önümüzdeki dönemi göreceksiniz. Biz yapmadan bir şeyi yapacağız demeyiz. Önce yapıp sonra konuşacağız.