"Ama Türkiye ve Rusya yine de bu ortak çalışma için çok zor koşullarda eylemlerini koordine ediyor ve sonuç elde ediyor. Sivillerin kurtarılması, silahsız bölgenin oluşturulması, polisin faaliyete geçmesi için çalışmalar yapılıyor, tüm bunlar gerilimi azaltıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İdlib’de insani facianın önlendiğine dair sözleri, özellikle kolektif Batı’nın Suriye’deki sivillerin haklarının ihlal edildiği iddiaları ışığında çok önemli."
Moskova Uluslararası İlişkiler Üniversitesi Askeri ve Siyasi Araştırmalar Merkezi Direktörü Aleksey Podberezkin de İdlib sorununun en zor olduğunu belirterek, "Çünkü Amerikalılar, Suriye’deki IŞİD ve diğer grupların kalıntılarını bilinçli olarak oraya yığıyor. Aynı zamanda onları teknik olarak çok iyi donatıyor. Bu yüzden nüfusu en yoğun bölgede sadece Suriye değil, Türkiye’ye de karşı mücadele ekibi oluşuyor. Bu bölgenin Türkiye ile sınırı var, bölge halkının bir kısmının Türkiye ile etnik veya akraba bağları var. Dolayısıyla Türkiye bu yaşananları görmezden gelemiyor" dedi.
"Amerikalılar, Suriye çatışmasının gelişmeye devam etmesini istiyor ve bunun için en ‘rahat’ yer İdlib. Türkiye ise kendi halkına yönelik tehlikeye tepki veriyor ve bu çatışmanın azalmasına ilgi duyuyor. Rusya’nın çözüm grupları da çatışmanın son bulması için çok şey yaptı. Bu arada bölgede çok sayıda farklı eğilimden politik ve askeri grup toplandı. Onları parayla beslerseniz İdlib’de barış sağlama süreci hiçbir zaman sonuca varmayacak. Amerikalılar bu çatışmanın devamına ilgi duyduğu, pra ve silah verdiği sürece bu çatışma devam edecek."