'BİLİMSEL, YERLİ VE ÖZGÜN BİR LİYAKAT MODELİ'
Bir süredir kimi seçkin eğitim kurumlarında kullanılan Dokuz Tip Mizaç Modeli, iş yaşamına uyarlanarak İnsan Kaynakları (İK) uzmanlarının da kullanımına sunuldu. Model, 'Mitelik' ismi verilen bir web yazılım aracılığıyla mizaca dayalı ve liyakat esaslı bir sistem öneriyor.
'Liyakat' kitapta şöyle tanımlanıyor:
"Bir insanın herhangi bir işle ilgili ‘liyakat sahibi’olarak değerlendirilebilmesi için; hem fiziksel, duygusal ve bilişsel işlevleri itibariyle o işte yeterli ve yetkin hem de temsil ettiği pozisyonun gerektirdiği davranışsal olgunluk değerlerine sahip olması bir gerekliliktir. Kimi mesleklerde öncelik sıralaması değişse de, her meslek dalı bu üç özelliğin ‘yerli yerinde’, ‘dengeli’ ve ‘kıvamında’ temsi lini gerektirir. Örneğin, bir öğretmen ya da hekimin yetkinlik ve yeterliliklerinin yanında davranışsal olgunluk değerlerini ne seviyede sergilediği, öncelikli bir öneme sahiptir. Bir fabrikada oto lastiği üreten bir işçinin her ne kadar işlevsel açıdan yeterlilik ve yetkinlikleri daha ön planda görünse de çevresine saygılı ve dürüst olmak gibi temel değerlere de sahip olması beklenir.
'YA BEYİN GÖÇÜ YA DA DEVLETE KÜSKÜNLÜK'
Dr. Yılmaz’ın çalışmasında, liyakate dayalı bir sistem yokluğunun ülke için ciddi oranda enerji ve işgücü kaçaklarına neden olduğu vurgulanırken siyaset üstü devlet aklının önemine vurgu yapılıyor:
"Ülkemizdeki eğitim sisteminin maalesef bireyleri talim-terbiye anlamında bütüncül bir biçimde 'layığıyla' olgunlaştırdığını söyleyemiyoruz. Organize edici siyaset üstü devlet aklının burada çekinik kaldığını ve bunun bizlere ciddi maliyetleri olduğunu belirtmek gerekiyor. Toplumda liyakat sahibi insanlar öne çıkamadığında; ya beyin göçü olgusuyla karşılaşıyoruz ya da göç etmeyen ama ülkesine bağlı olup devletine küskün, pasif agresif ya da agresif bireylerin ortaya çıktığını görüyoruz. Bu küskünlük maalesef yer yer organize suç örgütlerinin av sahasına dönüşüyor. Ülkede layığıyla bir gelecek inşa etmekten umudunu kesmiş, kendine sistem içinde yer bulamayacağını düşünen insanlar, doktriner ideolojik sistemler içinde mekanize ediliyor ve bu durum insan kaynağı bağlamında çok önemli enerji kaçaklarına ve israflara neden oluyor.