Yapılan bir araştırmaya göre 20. yüzyılın son döneminde sıcaklıklar son 2 bin yılda görülmemiş bir hızla yükseliş kaydetti.
Araştırma sonuçları insan faaliyetlerinin küresel ısınma üzerinde doğrudan etkisi olduğu yönündeki argümanı destekleyici nitelikte.
DW Türkçe'nin Nature dergisinden aktardığı habere göre, modern insanlık tarihinin hiçbir evresinde sıcaklıklar, fosil yakıt tüketimine dayalı ekonomilerin geliştiği, üretim ve tüketimin emsali görülmemiş bir şekilde arttığı 20. yüzyıldaki gibi hızlı bir yükseliş sergilemedi.
'ENDÜSTRİ DEVRİMİ SONRASI YAŞANAN BİR ISINMA İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
Araştırma, Kuzey Avrupa'da yaşanan ve 'Küçük Buzul Çağı' olarak adlandırılan dönemdekine benzer olağandışı iklim değişikliklerinin yaşanmasının mümkün olduğunu belirtiyor.
Bölgesel sıcaklık trendlerinin değişimini inceleyen araştırmacılar, gezegenin yakın zamandaki iklim geçmişinin kapsamlı bir çizelgesini hazırlamak için modern sıcaklık ölçümlerinden, ağaç halkalarından, çökeltilerden ve mercan resiflerinden elde edilen yaklaşık 700 sıcaklık göstergesini içeren verileri kullandı.
Elde edilen verileri yorumlayan Columbia Üniversitesi Lamont-Doherty Dünya Gözlemevi'nden araştırmacı Nathan Steiger, geçmişteki sıcaklık değişiminin bölgesel olduğunu ifade ediyor.
Steiger, "Yaşadığımız sıcaklık çağı ise küresel bir dönem. Dünyanın yüzde 98'inde endüstri devrimi sonrası yaşanan bir ısınma ile karşı karşıyayız. Bu durum, son 2 bin yılda gerçekleşen iklim değişikliklerinden farklılık gösteriyor" dedi.
'YANARDAĞ AKTİVİTELERİ İLE BAĞLANTILI'
Araştırmada, sıcaklık artışının dünyanın yüzde 98’ini etkilemesinin, insanların faaliyetlerinden kaynaklanan 'küresel ısınmanın emsalsiz boyutta' olduğuna dair güçlü bir emare oluşturduğu vurgulanıyor.
Araştırma kapsamında derlenen veriler, endüstri devri öncesi yaşanan sıcaklık dalgalanmalarının büyük oranda yanardağ aktiviteleri ile bağlantılı olduğunu ve insanlığın 20. yüzyılın son döneminde yaşanana benzer bir sıcaklık artışıyla karşılaşmamış olduğunu ortaya koyuyor.
AFP haber ajansına konuşan araştırmanın yazarlarından Raphael Neukom, bu durumun "Çağımızda yaşanan iklim değişikliğinin olağandışı karakterini' ortaya koyduğunu belirtiyor.