"Çünkü taraflar, anahtar konularda gözle görülür başarı elde etmekte başarısız olmuştu. Bunlar arasında bir dizi teknik zorluklar var. Sebepleri arasında ayrıca bazı prensip görüş farklılıklarının ortadan kaldırılmasında yaşanan zorluklardır. Sorun kalabalığının olduğu ve sorunların ancak genişlemeye devam ettiği İdlib bölgesinde ve ülkenin kuzeydoğusundaki durumla ilgili tartışma devam edecek. İdlib, konuşulmaması imkansız olan çok önemli bir sorun ve Nur-Sultan, bunun temelden konuşulabileceği az sayıdaki platformlardan biri."
Yeni toplantıya gözlemci olarak Irak ve Lübnan’ın katılmasının, Astana formatının imkanlarını genişletme ve bu formatın temelinde yeni bir bölgesel güvenlik mimarisini inşa etmek için kurumsal temeli oluşturma yolunda ileriye dönük ciddi bir adım olduğunu kaydeden uzman, şöyle konuştu:
"Irak ve Lübnan’ın katılımı, Suriyeli konulu müzakere sürecine giderek artan ilgilerini ve aynı zamanda önemli bölgesel çatışmalardan birinin çözümüne ve bölgenin, uluslararası ilişkilerin bütünsel, birleşik ve kendi kendine yeten bir katılımcı olarak geleceğini belirleme sürecine katılımı genişletmek istediklerini gösteriyor."
"Bu sürecin tüm karmaşıklığını farkında olmakla birlikte, dış politika konjonktürünün ciddi bir ilerlemeye yardımcı olabileceği ihtimaline yer verebiliriz. Türkiye ve İran’ın ABD ile ilişkilerinin hızla kötüleşmesi ve Rusya ile ilişkilerinin tutarlı bir şekilde iyileşmesi, Moskova, Ankara ve Tahran’ın Suriye’de çözüm bulma konusunda gerçek başarılara ulaşma özlemini olumlu bir şekilde etkileyebilir."