Başbakan Tatar, Doğu Akdeniz'de tırmanan gerginlik, Kuzey Kıbrıs-Türkiye ilişkileri, Rumlarla yürütülen müzakere süreci ve iç politika gündemi gibi konularda AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaptığı son görüşmede Rumlarla yürütülen müzakere süreçlerine de değindiğinin altını çizen Tatar, "Anlaşmanın şekli ne olacaksa konfederasyon olur, federasyon olur veya iki devlet olur. Hiç fark etmiyor, Kuzeyde ayrı bir devletimiz vardır. Bu devleti de hiçbir güç ortadan kaldıramaz" diye konuştu.
"Nitekim Türkiye Cumhuriyet ile yaptığımız önemli değerlendirmelerde artık Doğu Akdeniz'de öyle bir olaylar gelişmiştir ki Türkiye'nin de bölgedeki liderlik iddiaları, bölgesel güç olması ve Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon, petrol ve doğalgaz gibi zenginliklerin ortaya çıkması ve Türkiye'nin kararlılığı, artık Doğu Akdeniz'de Kıbrıs'ın kuzeyindeki KKTC'nin yaşamasını gerektirmektedir” diye devam eden Tatar, şunları ekledi:
‘ONLARIN BİZİMLE MASAYA GELMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR’
Tatar, şunları kaydetti: "Rumların ve Yunanistan'ın bütün hayali, Kıbrıs'ın bir bütün olarak AB’ye girmesi, Türkiye’nin buradan çekilmesi ve Kıbrıs Türk halkını zaman içerisinde azınlık durumuna düşürerek yok etmektir. Bizim direnişimiz ve kararlılığımız bu şekilde devam ettiği sürece onların bizimle masaya gelmesi mümkün değildir. Bizim içimizde de muhalifler, federasyonu destekleyenler ve dünya görüşü bizden farklı olanlar vardır. Onlara göre, Kıbrıs Türk halkı eşit temelde, AB içerisinde ve Türkiye'nin garantörlüğü olmadan da yaşayabilir. Fakat halkın geneli bizim yolumuzdadır, ben buna yürekten inanıyorum. Halkımızın geneli, KKTC'nin bir devlet olarak güçlenmesini, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünde devam ettirmemiz gerektiğini düşünmektedir."
‘ZENGİNLİKLERİN ORTAK KOMİTEDE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN ÖNERİLER SUNDUK’
Ada'da Türk tarafının hidrokarbon kaynakları konusundaki pozisyonunun, Kıbrıs'taki zenginliklerin paylaşımında Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Rum halkı kadar hakkı bulunduğu yönünde olduğuna dikkati çeken Tatar, bunun Türkiye tarafından da desteklendiğini ifade etti.
Doğu Akdeniz'de yürütülen mücadele sürecini Kuzey Kıbrıs ile Türkiye'nin yönettiğine işaret eden Tatar, Türkiye'nin dünya ile ilişkileri ve sahip olduğu 80 milyonluk nüfusu ile bölgede daha büyük çıkarlarının söz konusu olduğuna vurgu yaptı.
‘SICAK ÇATIŞMADAN GÜNEY KIBRIS KORKSUN’
‘3 YILLIK PROTOKOL HAZIRLIĞI İÇERİSİNDEYİZ’
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki mali protokolün temmuz ayı içerisinde imzalanacağını düşündüklerini belirten Tatar, bunun için bütün hazırlıklar yapıldığını söyledi.
Tatar, şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye ile şu anda imzalayacağımız protokol 2019'un geriye kalan bölümü için olacaktır. Bilahare ekim ayından evvel, bütçe çalışmalarından önce de 2020, 2021 ve 2022 için 3 yıllık bir protokol hazırlığı içerisindeyiz. Önemli olan bu istikrarı sağlayabilmektir. Fuat Oktay'ın da ifade ettiği gibi, bu protokollerle esas niyet edilen istikrarın devamıdır. Bütün bu çalışma ve mücadele içerisinde ekonominin de gelişmesi, Kıbrıs Türk halkının ekonomik alanda da kalkınması ve kendi insanına refah sağlayabilmesi ayrıca önemli bir meseledir. Bu manada da KKTC'de küçümsenemeyecek derecede mesafeler kaydedilmiştir, sektörler oluşmuştur. Bu sektörlerin başında turizm gelmektedir ve KKTC'de 30 bine yakın yatak kapasitesi oluşmuştur, büyümeye de devam ediyor."
'ESAS ÜLKEYİ YÖNETEN BAŞBAKANDIR’